26 Ağustos 1922’de başlayan ve 30 Ağustos 1922 gününe kadar süren büyük taarruzun 100. Yılının vermiş olduğu gurur var içimizde…
Zafer Bayramı’nda Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına duyulan minnet büyük ve borçları asla ödenmez.
Bizi büyük bir devlet haline getiren cumhuriyetin temel taşlarının atılmasını sağlayan önemli bir zafer bu bizim için.
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün 26 Ağustos 1922 sabahı Kocatepe’den verdiği taarruz emri ile Türkiye’nin özgürlüğüne ilk büyük adımı attı…
04.30’da Türk topçusunun ateşiyle başlayan Büyük Taarruz, Mehmetçiğin süngü savaşıyla devam etti.
5 gün süren ve 30 Ağustos 1922’de savaş, Türk ordusunun kesin zaferiyle sonuçlandı.
Atatürk, Kurtuluş Savaşı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun öyküsünü anlattığı Nutuk’ta Büyük Taarruz’dan ‘muazzam bir eser’ diye söz etti…
İşte böyle güzel ve anmalı bir günün 100. Yılını hala kutlamak gurur verici.
Atatürk Zafer Bayramının ikinci yıl kutlamasında;
“Bilmeyen kalmamıştır ki: Ulusumuz, egemenliğini eline aldığı gün, en karanlık yoksulluğun, en derin uçurumun kıyısında idi. Bütün güçleri yıpranmış, bütün savunma araçları elinden alınmış, kutsal varlıkları saldırıya uğramış, pek acıklı bir durumda idi. Bütün bunları hiçe sayarak varlığını ve bağımsızlığını kurtarmaya karar verdi. Bu kararını başarıya ulaştırabilmek için kendine bir toplu davranış, bir belirli erek seçmesi gerekiyordu. Ulusun bütün varlığı ile, bütün inancıyla, canını dişine takarak o yolda birlikte yürümesi ve er geç başarıya ulaşması gerekti. İşte baylar o erek bu yerdi, burasıydı. Umulan ve istenen başarı, işte burada kazanılan zaferdi.”
İfadelerini kullanmıştı…
100. yılını görse kim bilir neler söylerdi…
Belki o yıllardan bu yıllara onun ilke ve inkılaplarında uymayan çok şey yaşandı ama yine de…
Büyük gurur,
100 yıl dile kolay…
Tarihin en gurur verici ve en büyük zaferi bizim için…