Yeni Bir Bakış Açısı ile Tekrardoğuş 3

Üç büyük din, Müslümanlık, Musevilik ve Hristiyanlık gerçek anlamda ruh göçünü ve reenkarnasyonu kabul etmez. Çünkü bu üç büyük dinde, ahiret inancı, cennet ve cehennem inançları mevcuttur. Her ruh bir kere insan olarak doğar ve günahını sevabını kıyamet gününde hesabını vererek, gideceği ebedi hayat orada belirlenecektir.

Kur’an’daki bazı ayetlerin, reenkarnasyona yönelik olduğu iddia edilir ve bu yönde yorumlar yapılır. Özellikle şu ifade “öldükten sonra dirilmek haktır” yorumlandığında, kıyamet gününde dirilmeyi anlattığı gibi, tekrar yeniden doğmayı da destekler görünümündedir.

Çünkü Arapça ba’s kelimesi dirilmek ve gönderilmek anlamına gelir. Her iki anlam da öldükten sonra dünyaya yeni bir bedenle yeniden doğmayı işaret eder. Allah tarafından yaratılma esnasında öğretilen varlıkların isimleri ve Allah’ın ruhundan üfleyerek yarattığı insanın özünde varolduğu sürece, hayat devam edecektir! Hayatın bir gün son bulacağı anlayışı ”küfr”dür. Yok olmayacaktır, bitmeyecektir bunu düşünmek en büyük günahtır. Yaşam sonsuza kadar devam edecektir.

Çünkü Yaradan sonsuzdur. Sonsuz bir Yaradan’ın, ruhundan üflediği insan sonlu olabilir mi? Dünyada yaşayan canlıların nefsleri ölür. Her nefs ölümü tadar. Ancak insan ölümü tatmaz. Çünkü o ölümsüzdür. Gerçek insan nefsini kontrol etmiş, dizginlemiştir. Fakat dünya canlısı beşer insan ise nefsin kurbanı, oyuncağıdır ve bu yüzden ölümlüdür. Ne zaman ki nefsini bertaraf edecek, ölümü tatmayacaktır, ölümsüz olacaktır, diri olacaktır. Nefs tekrardoğmaz, ama ruh tekrardoğar, sonsuz sayıda tekrardoğuşlar yaşar. Her seferinde nefs sahibi olur. Her nefs sahibi olduğunda, onu yeniden yeniden toprağa bırakır, toprağa karışır. Beden toprağa karışır, oysa ruh yeni hayatlara yolculuk etmeye devam eder. Ta ki terbiye olana, terbiye edene kadar bu böyle devam eder. Terbiye olan da odur, terbiye eden de odur.

Hatırlatmak isterim ki, bu tamamen kişinin o anki yorumuna ve düşünce sistemine bağlı olarak yorumlanma biçimidir. Bir iddia değildir çünkü üç büyük din de tekrardoğuşu kesinlikle kabul etmek istememektedir.

İnsanlar var olduğu sürece inançlar da var olacaktır ve dünyada kaç milyar insan gelip geçtiyse herkesin inancı tamamen kendisinedir. Kalbindeki inancı tamamen kendisine aittir. İnanç konusu çok hassastır. Çünkü inanç, bu dünyada zaruri ihtiyaç duyulan her şey gibi gereklidir ve değerli bir manevi durumudur. Çünkü zifiri bir karanlık yolda elimizdeki fener gibi, görmemiz gereken şeylere ışık tutar ve yol gösterir. Ama fener, yolda yürüyenin elinde olmalıdır. İman ile araya hiçbir şey girmemelidir. Yani olması gereken, inancın Tanrı ile insan arasında kalması gerektiğidir.

Tekrardoğuş yüzyıllardır bilinen bir inanç sistemi olsa da, kesinlikle ispatlanamamıştır. Hatta binlerce kanıt ve binlerce veri olmasına rağmen kesinlik kazanamamıştır.

Ruh göçü fikrini kabul etmiş eski ve yeni inanç sistemlerinin mensupları arasında, Hindular,

Budistler, Katharlar, Eseniler, Caynacılar, Sihistler, Umbanda’cılar, Yezidiler, Nusayriler, Dürziler ve Anadolu Kızılbaşları sayılabilir. Bu kavram Asya’nın Şamanist toplumlarının birçoğunda ve birçok Kızılderili kabilesinde de mevcuttur. Hint’te “Samsara” adıyla bilinen bu kavram, Budist Türkler’de “sansar” adını almıştır.

Antik çağın Yunanistan’ından sonra gnostiklerce de kabul edilmiş ve Roma Uygarlığı’nda özellikle Mitraizm misterlerinde benimsenmiş bu kavrama Kabbala’da ve belirgin ifadelerde bulunan Sufilerin sayısı az olmakla birlikte tasavvufta da rastlanır. Yapmamız gereken en doğru şey, hemen inkar etmek değil, olan fenomeni incelemek ve neden oluştuğu hakkında yorum yapabilmek ve özgür bırakabilmektir. Ortada bir gerçek vardır ve bu yok sayılamayacak durumdadır.

(Son)

Yeni Bir Bakış Açısı ile Tekrardoğuş 3” için bir yorum

  1. Yazıyı okurken inanılmaz bir evren açıldı. Ve gördüm ki insan slüetinde maviye çalar bir ışık beden ve zeka. Tüm bedenler yüzler milyarlarca gelmiş geçmiş insan görüntüleri sadece birer kıyafet.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir