Yaşlılık Fizyolojisi

Bu haftaki yazımda yaşlanınca vücutta meydana gelen değişiklikleri anlatmaya çalışacağım.

Yaşlılık bir hastalık durumu değil ilerleyici fizyolojik değişikliklerin olduğu bir süreçtir. Zamanın ilerlemesiyle vücudun yeterliğinde veya bir kısmında çevresel değişikliklere adaptasyonla geri dönüşü olmayan değişiklikler olur. Yaşlanınca vücutta birçok sistemde etkilenme olur

kas ve iskelet sisteminde kemik kas eklemlerde bozulma dokuların esneme özelliğinde azalma kas gücünde azalma meydana gelir yaşlılar her yıl ortalama kaslarının %1’ni kaybeder. Kas dayanıklığı azalır. Yorulma sıkılığı artar. Kemik minarel yoğunluğu azaldığından omurgalarda kırık ve buna bağlı geçmeyen sırt ve boyun ağrıları olabilir.

Sinir sisteminde beynin ağırlığı giderek azalır.nöronal bağlantılarda dendrit sayısında azalma ile kısa süreli hafıza kayıpları oluşur. Duyusal ve öğrenme yeteneğinde azalma oluşur

Kardiyovasküler sistemde genel fiziksel perfonmansı gösteren sistemdir. Kalp ve kan damarları yaşlanınca yapısal değişiklikle damar yapısı sertleşip damar kalınlığı artar buna bağlı olarak egzersiz yapma yeteneği azalır. Maksimum oksijen tüketimi azalır. Egzersiz yaparken maksimum kalp hızı azalır. Ayakta durma ile tansiyon düşüklüğü olup bayılma olabilir

Solunum sisteminde yaşlandıkça akciğer kapasitesi azalır.buna bağlı olarak vücuda giren oksijen azalır. Yaşlıların kolay yorulmasına sebep olur. Göğüs hareket yeteneği azalıp artık karın solunumu yapmaya başlarlar

Gastrointestinal sistemde hareket salgı ve emilim kapasitesi azalır. Özafageal kasılma yeteneği azalır.

Yutkunma zorlaşır. Sekresyonda azalma olur. Yaşlanma ile beraber tat duyu bozukluklarıyla beraber gastrointestinal sistem kronik rahatsızlıkların oynamasında temel etkendir.

Üriner sistemde yaşlanan böbrekte nefron sayısı iyice azalır. Böbrek içi kan akımı azalıp atıkların uzaklaştırılması zorlaşır. Bu yüzden böbrekten ilaçların atımı zorlaşıp sıvı elektrolit dengede bozulmalar olur. Mesane kapasitesi azalıp idrara çıkma sıklığı artar.

Endonkrin sistemde hormon mekanizması daha az elverişli çalışır. Bundon dolayı pankreas ve tiroit bezleri etkilenip insüline bağlı olmayan diyabet ve ketoz oluşur. Beraberinde deri enfeksiyonu ülser kalp krizi katarakt gibi problemler yaşlıların hareket yeteneğini azaltır.

Duyu değişiklikleri dokunma ağrı basınç ve ısı reseptörleri sayısı deride azalıp deri esnekliğini kaybeder bunun yanında derin duyu kaybı oluşup işitme ve görme kayıplarıda yaşlıda duyu girdilerini azaltır.

Denge ve düşme şimdiye kadar anlattığım tüm bu değişiklikler yaşlının denge ve yürüme üzerinde etkilidir.yaşlıda yürüme hızı her yıl %15 azalır. Denge kaybına bağlı hafif öne eğik bir postür oluşur. Denge koordinasyon kaybı yaşlıyı hareket azlığı ve günlük aktivite katılımın azalması cesaretinin azalması gibi sorunlar oluşturarak yaşlının bağımsızlığını günden güne azaltır

Tüm bunların sonucunda bir düşme olursa özellikle yılda 2 ve üstü düşmelerde yaşlının bağımsızlığı iyice azaltıp korku hareket etmeme güvensizlik ve yaşam kalitesini ciddi anlamda olumsuz etkiler. Tüm bu etkiler yaşlının bir kişiye bağlı yaşamasına sebep oluşturur. Bu haftaki yazım bu kadar Gelecek haftaki yazımda yaşlıların düşmesi üzerine yazımı değerli okurlarımla paylaşacağım sağlıcakla kalın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir