Yalnızlık!

“Yаlnız insаnlаrın, kеndi içindе bаşlаyıp bitеn еğlеncеlеri vаrdır.”

Oğuz Atаy

Yalnızlık, bir insanın boşluk duygusuyla karışık kendini dünyadan kopmuş hissetme duygusudur. Yalnızlık, arkadaş eksikliğinden veya başkalarıyla birlikte olma arzusundan daha da öteye giden bir duygudur. Yalnızlık çeken insan kendisini toplumdan kopmuş hissedebilir. Başka insanlarla anlamlı bir iletişime girmekte zorluk çeker. Yalnızlık çeken insan içinde bir boşluk veya kopukluk hisleriyle doludur.

Yalnızlık duygusu sıradan bir yalnız olma hâlinden farklıdır. Bazen insanlar bilinçli olarak tek başına kalmayı tercih ederler ve yalnız olmaktan zevk alırlar. Bu yalnızlık duygusundan farklı bir durumdur. Yalnızlık duygusu istek dışı bir yalnız kalma durumundan dolayı ortaya çıkar. Yalnızlık duyan insan terkedilme, dışlanma, depresyon, güvensizlik, umutsuzluk, anlamsızlık, değersizlik ve kızgınlık duygularıyla doludur. Kendisinin hiç kimsenin sevgisine değer olmadığını düşünür, o yüzden de sosyal yaşamında zorluk çeker. Bu durum yalnızlık duyan insanın diğer insanlarla sağlıklı sosyal ilişkiler kurmasına sekte vurabilir. Bu kişilerin ailesi yaşıyor olabilir, ama arkadaşı olmayabilir. Yalnızlık çeken insanlar hayattan bıkar, üzüntü içinde verimsiz bir hayat yaşarlar. Kendilerini değersiz ve önemsiz hissederler.

Bireylerin kurmuş oldukları ilişkilerde kendilerini yetersiz hissetmeleri veya yaşamış oldukları ilişkilerde tatmin edici olmayan sosyal yaşantılar içinde olmaları, yaşamlarını birçok yönden etkileyebilmektedir. Bu da bireylerin kendilerini toplumdan soyutlanmalarına ve yalnız hissetmelerine sebep olabilmektedir.

Brelim, yalnızlığın nedenlerini; sahip olduğumuz ilişkilerdeki eksikliklere, ilişkilerimizde istediğimiz gibi değişiklikleri yapamadığımıza ve kişisel özelliklerimize bağlamıştır.

Brelim, bunları açıklarken, yaşamış olduğumuz ilişkilerdeki eksikliklerin sebeplerini Rubenstain ve Sliaver’in çalışmalarından almış olduğu aşağıdaki 5 faktörlere bağlamıştır:

-Yabancılaşma

-Birilerine bağlı olmama

-Tek başına olma

-Zorunlu ya da zorla soyutlanma

-Yerinden olma.

Yalnız adam ve kırlangıç…

Karlı bir kış günüymüş…

Yağan kardan üşümüş küçük kırlangıç, yalnız bir adamın penceresinin dışına gelip gagasıyla camı tıkırdatmış, adeta adamın onun içeri girmesine müsade etmesini istemiş.

Yalnız adam bu isteği görmüş, “olmaz alamam, git başımdan” der gibi kuşu kovalamış, sonra da kendi kendine söylenmiş;”Hıh, camı tıkırdatmakla

kendisini içeri alacağımı mı sanıyor acaba..?”

Gecenin ilerleyen saatlerinde canı sıkılmış, rüzgar ve soğuk arttıkça yalnız adamı daha başka düşünceler sarmış,

kırlangıcın arkadaşlığını geri tepmekten biraz pişmanlık duymuş…

“Keşke kuşu içeri alsaydım.

Ona biraz yiyecek verirdim. Minik kuş

oradan oraya uçar, neşeli sesler çıkartır, cıvıldar, yalnızlığımı paylaşırdı. “ demiş.

Ertesi sabah ilk iş pencereyi açıp,

etrafına bakınmış adam, belki kırlangıç

oralarda bir yerlerde olabilir diye düşünmüş. Ama görememiş zavallı kırlangıcı… Uzun kış geçmiş, yine yaz gelmiş… Etrafta kırlangıçlar, cıvıldıyarak uçmaya başlayınca; yalnız adam, heyecanla camını sonuna kadar açıp kuşu beklemiş… Ama hiç gelen olmamış.

Onun hevesle havada uçan kuşlara baktığını gören komşusu hikayeyi öğrenince hafif buruk bir sesle: “Sevgili komşum, anlaşılan sen kırlangıçların sadece 6 aylık bir ömürleri olduğunu bilmiyordun?” demiş. Bunu işiten yalnız adam çok üzülmüş ama üzülmek için de artık geç kaldığını anlamış…

*

Dikkatli olun!

Farkında olun!

Hayatta bazı fırsatlar vardır ki,

sadece bir kez karşımıza çıkar,

değerini bilemezsek kaçıp giderler.

Ve asla geri gelmezler!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir