VİCDAN ÜZERİNE (Seyfullah Kayman’ın Eğitim Dünyası)

Kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma edimini de yükleyen içsel güce “vicdan” denir.

Vicdan, kişinin kendi niyeti veya davranışları hakkında kendi ahlaki değerlerini temel alarak yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçtiği bir kişilik özelliğidir.

Eğer bir eylemin ahlâkî değerini ayırt edecek doğal bir kabiliyete sahip olmasaydık, ahlâk ilmi de hiç bir zaman mümkün olmazdı. Hâlbuki bir eylemin, ahlâkî olup olmamasını ortaya çıkaran özellik, bu olgunun gerçeğe uygun olup olmadığını ayırdetmeksizin, ona açıklık veren şuura ait değildir. İyiyi kötüden ayırma yeteneğinin özel bir adı vardır, o da vicdandır.

Vicdan’ın psikolojik benlik sınıflamaları arasındaki yeri Üst benliktir.

Çünkü insanın toplumsal bir varlık olarak eylemlerinin analiz merkezi vicdandır. Kişinin kendi kendine duyduğu sorumluluktur. Yaşantımızda iyi yada kötü davranışlarımızın muhasebe noktasıdır.

Vicdan!, vicdan!, vicdan!

Tanrısal içgüdü, ölümsüz ve göksel ses, bilgisiz ve dar görüşlü, ama zeki ve özgür bir varlığın güvenilir rehberi; insanı Tanrı’ya benzer kılan, iyilikle kötülüğün yanılmaz yargıcı; insanın doğasını kusursuz, eylemlerini ahlaka uygun yapan sensin; sensiz, beni hayvanlardan üstün tutan hiçbir şey hissetmiyorum içimde; sensiz, kural tanımayan bir idrak gücünün ve ilkesiz bir aklın yardımıyla yanlıştan yanlışa sürüklenmek gibi üzücü bir ayrıcalığa sahip olurdum.

VİCDAN ÜZERİNE AFORİZMALAR

En mükemmel adalet, vicdandır.

Victor Hugo

İyi bir vicdan, en rahat yastıktır.

C. Brentana

Vicdan azabı, insanın içinde bir cehennemdir.

Lord Byron

İradene hâkim ol; fakat vicdanına esir ol.

Aristoteles

Vicdan, adaletin en iyi vekilidir.

Lady Mary Montagu

Allah’ı anmayan vicdan, hâkimsiz mahkemeye benzer.

Jean J. Rousseau

Her şerefli insan vicdanını yitirmektense, şerefini yitirmeyi yeğler.

William Shakespeare

Bir insanı üstün kılan, onu kendi arzu ve ihtiraslarından kurtaran, sadece vicdanıdır.

Samuel Smiles

Hayatta daima gerçekleri savun! Takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun.

Che Guevara

Her sabah kalktığım zaman kendi kendime şöyle söz veririm: Dünya üzerinde vicdanımdan başka kimseden korkmayacağım. Kimsenin haksızlığına boyun eğmeyeceğim. Adaletsizliği adaletle yıkacağım ve mukavemet etmekte ısrar ederse onu, bütün mevcudiyetimle karşılayacağım.

Mahatma Gandhi

Bazı insanların vicdanı vardır, içleri acır; sessiz kal(a)mazlar, görmezden gel(e)mezler. Yol ayrımlarında tereddüt etmezler, bir kişilik edinme kaygısı güderler, sürüklenmezler, tavır alırlar.

Hayatlarının merkezinde bir tek kendileri yoktur, ötekini içerme bilgisini edinmek için çaba gösterirler, yorulurlar. Uçurumun kenarında yaşarlar.

Agnes Heller

VİCDAN ÜZERİNE BİR ÖYKÜ

Savaş çıktığında Luigi adında bir adam, gönüllü olarak gidip gidemeyeceğini sordu.

Herkes onu övdü. Luigi tüfek dağıtılan yere gitti, bir tane aldı ve dedi ki: “Şimdi gidip Alberto denen herifi öldüreceğim.”

Alberto kim diye sordular ona.

Bir düşman,” dedi Alberto, “benim bir düşmanım.”

Ona belirli bir tür düşmanı öldürmesi gerektiğini, öyle istediği herkesi öldüremeyeceğini anlattılar.

Ee?” dedi Luigi. “Siz beni salak mı sandınız? Bu Alberto tam sizin dediğiniz gibi biri, onlardan biri yani. Bütün o gruba karşı savaşa girdiğinizi duyduğumda şöyle düşündüm: ben de gideceğim, böylece Alberto’yu öldürebilirim. O yüzden geldim.

Alberto’yu tanırım ben: sahtekarın biridir. Bana ihanet etti, neredeyse bir hiç uğruna, benim kendimi bir kadın yüzünden küçük düşürmeme yol açtı. Eski hikaye. Bana inanmıyorsanız size herşeyi anlatabilirim.”

Tamam, dediler, boşver.

İyi öyleyse,” dedi Luigi, “bana Alberto’nun nerede olduğunu söyleyin de gidip dövüşeyim.”

Bilmiyoruz dediler.

Fark etmez,” dedi Luigi. “Bilen birini bulurum. Eninde sonunda onu yakalayacağım.”

Bunu yapamayacağını, nereye yollanırsa oraya gidip savaşması, orada kim varsa onu öldürmesi gerektiğini söylediler ona. Bu Alberto hakkında da hiçbir şey bilmiyorlardı.

Bakın,” diye ısrar etti Luigi, “size hikayeyi anlatmam gerekecek. Çünkü bu adam gerçek bir sahtekar ve ona karşı savaş açmakla doğrusunu yapıyorsunuz.”

Ama öbürleri dinlemek istemiyordu.

Luigi laftan anlamıyordu: “Özür dilerim, sizin için şu ya da bu düşmanı öldürmem fark etmeyebilir, ama Alberto’yla ilgisi olmayan birisini öldürsem çok üzülürdüm.”

Diğerlerinin sabrı taştı. İçlerinden biri ona uzun bir konuşma yaptı ve savaşın ne olduğunu, nasıl istediğin belirli bir düşmanı gidip öldüremeyeceğini açıkladı.

Luigi omuz silkti. “Eğer öyleyse,” dedi, beni yok sayın.”

Varsın ve de olacaksın,” diye bağırdılar.

İleri marş, bir-ki, bir-ki!” Savaşa yolladılar Luigi’yi.

Luigi mutlu değildi. Rasgele adam öldürüyordu, Alberto’ya ya da ailesinden birine denk gelir diye. Öldürdüğü her düşman için ona bir madalya verdiler, ama Luigi yine mutlu değildi. “Alberto’yu öldürmezsem,” diye düşündü, “Bir sürü insanı boş yere öldürmüş olacağım.” Kendini kötü hissetti.

Bu sırada ona hala birbiri ardından madalyalar veriyorlardı, gümüş, altın, ne varsa.

Şöyle düşündü Luigi: “Bugün birkaçını öldürürüm, yarın birkaçını daha öldürürüm, sonuçta sayıları azalır ve bu sahtekarın sırası da elbet gelir.”

Ama Luigi Alberto’yu bulamadan düşman teslim oldu. Boş yere o kadar insanı öldürdüğü için kendini kötü hissediyordu, şimdi barış ilan edildiği için de bütün madalyalarını bir çantaya doldurdu ve düşman ülkede dolaşarak ölenlerin karılarına ve çocuklarına hepsini dağıttı.

Böyle dolaşırken Alberto’yla karşılaştı.

İyi,” dedi, “geç olsun da güç olmasın,” ve Alberto’yu öldürdü.

İşte o zaman Luigi’yi tutukladılar, cinayetten yargıladılar ve astılar. Mahkemede vicdanının sesini dinlemiş olduğunu defalarca söylediyse de kimse ona dinlemedi.

Italo Calvino

VİCDAN ÜZERİNE TAVSİYE KİTAP

Suç ve Ceza Dostoyevski

Suç ve Ceza, Rus yazar Fyodor Dostoyevski tarafından yazılan romandır. İlk olarak 1866 yılı boyunca edebiyat dergisi Rus Habercisi’nde on iki ayda yayımlandı. Daha sonra tek cilt olarak yayımlandı. Dostoyevski’nin beş yıl süren Sibirya sürgününün dönüşü yazdığı tam uzunluktaki ikinci romanıdır.

Suç ve Ceza; parası için bir tefeci kadını öldürmeyi tasarlayan, Saint Petersburg’da yaşayan fakir bir öğrenci olan Rodion Romanoviç Raskolnikov’un, manevi ıstırabı ve ahlaki ikilemlerine odaklanır. Öldürmeden önce, Raskolnikov parayla kendini yoksulluktan kurtarabileceğine ve büyük işler yapmaya devam edeceğine inanır fakat karışıklık, tereddüt ve şans, ahlaki olarak haklı bir öldürme planını bulanıklaştırır.

Benim gözümle Suç ve Ceza analizi:

Edebiyattaki ilk psikolojik romandır. Karakterler içinde yaşadıkları zorluklarla dolu toplumsal yaşamın etkisi altında çeşitli suçlara yönelmiş ve karşılığında ise daha çok iç dünyalarında vicdani hükümlülükler yaşamıştır. Baş karakter olan Raskolnikov, işlediği iki cinayetten ötürü Sibirya hapishelerinde sekiz yıl hapis yatmıştır. Roman, özelliği itibariyle baştan sonra psikolojik tahlillerle geçer. Bir yanda intiharlar ve cinayetler bir yanda yoksulluk ve yoksulluktan kaynaklanan ahlak dışı tutumlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir