HABER MERKEZİ
Toplardamarlar vücudumuzda, dokularda kullanılıp kirlenen kanı kalbe ileten damarlarımız olarak tanımlayabiliriz. İnsan vücudunda genellikle varisten ya da kan pıhtısından dolayı ortaya çıkan fonksiyonel bozukluklardan kaynaklı durumlardır. Sağlıklı damarlarda, kollardan ve bacaklardan kalbe doğru gerçekleşen sürekli bir kan akışı söz konusudur. Ancak venöz yetersizlik ortaya çıkması durumunda, bu fonksiyonel işleyiş bozulmakta toplar damarlardan kirli kanın kalbe dönüşü bozulmaktadır. damarlarında bulunan kapakçıklardan kaynaklı birtakım durumlar ortaya çıkmaktadır.
Kirli kan kalpte temizlenip oksijenle dolu hale gelmek üzere akciğerlere iletilir. Toplardamarlarda kanın en zor iletildiği bölüm bacaklardır. Ayakta duran ya da oturan bir kişi kanın yukarı kalbe doğru yaptığı hareketi yerçekimine karşı bir harekettir. Yerçekimi sebebiyle kan sürekli aşağı doğru ilerleme durumundadır. Bu sebeple toplardamarların içinde kanın aşağı doğru ters hareketini engellemek amacıyla birkaç santimetre mesafeyle yerleşmiş tek yönlü çalışan kapakçıklar bulunmaktadır. Normal şartlarda kan yukarı doğru giderken kapaklar açılır, aşağı doğru ilerlemek istediğinde söz konusu kapanıp kanın ters hareketine müsaade etmezler.
Söz konusu kapaklar; kilolu olanlarda, öğretmen, berber gibi ayakta uzun süre kalanlarla, masa başı uzun süre oturarak iş görenlerde, kadınlarda hormonal özelliklerden dolayı, tekrarlayan gebeliklerde, ailede yaygın varis hikâyeleri olanlarda görevlerini iyi yapamaz hale gelebilmektedir. Bu gibi hallerde kan aşağı doğru bir göllenme ve basınç meydana getirmektedir. Buna VENÖZ YETMEZLİK adını verilmektedir.
Toplardamarlarda geriye kaçışın ve basıncın artması zaman zaman damarlarda lokalize genişlemelere neden olmaktadır. Toplardamarlardaki lokalize genişlemelere ise VARİS adını vermekteyiz. Toplardamarlardaki genişlemeler örümcek ağına benzemektedir. Çok ince ve yaygın olabildiği gibi, biraz daha kalınca mavi damarlar veya dışarı çıkıntılar oluşturan büyük damarlar halinde de olabilir. Varislerde yaşanan şikâyetlerin önemli bir bölümü venöz yetmezlikten kaynaklanmaktadır. Kanın aşağı doğru göllenmesinin ve oluşturduğu basıncın sonucunda çeşitli şikâyetler ortaya çıkar.
Ayak bileklerinden yukarı doğru ilerleyen ödem, erken zamanda çorapların iz oluşturması veya ayakkabının akşama doğru daha küçük gelmesi hissi.
Ayak tabanında gerçekleşen yanma ve his bozuklukları, kimi zaman hastalar yürürken kauçuğa bastıkları gibi bir hali olduğunu ifade etmektedirler.
Kaşıntı, özellikle sıcak günlerden sonra bileklerde daha yoğun olmak üzere kaşıntılar ve kaşınmayla ilişkili berelenmeler gerçekleşebilir.
Dışarıdan gözlenebilen büyük varislerde kanın genişlemiş söz konusu bölgelerdeki aşırı durgunluğu pıhtılaşmaya ve damar duvarında iltihaba benzer değişikliklere yol açabilir. Hastalığı ilerleyenlerde yine bilek bölgelerinde kahverengiye benzeyen renk değişiklikleri gerçekleşir.
Kahverengine dönen bölgelerin merkezinde kimi zaman kaşınma sonrası ortaya çıkan ufak yaralar daha büyüyerek canı acıtan, iş gücü kaybı ve hayat kalitesini olumsuz etkileyen, zor iyileşen yaralar oluşabilir. Söz konusu yaralar iyi ve etkili tedavilerle bile 2-3 ayda iyileşebilmektedirler.
Venöz yetmezlikler ve varisler özellikle son dönemde toplumda çok sık görülmeye başlamıştır. Esasen basit gibi görünseler de oluşturabilecekleri sorunlar ve komplikasyonlar ciddi tehlikeler meydana getirebilmektedir. Öte yandan derin toplardamarlarda meydana gelecek pıhtılar kalıcı olabilmekte ilerleyen yaşantıda hastanın yaşam düzeyini önemli miktarda bozacak sekeller bırakabilir. Yine bacakta oluşacak varis egzamaları veya ülserleri hem çok can yakan hem de tedavisi oldukça zor ve uzun rahatsızlıklardır Bu sebeple venöz yetmezlik belirlenen hastaların iyi değerlendirilmesi, hastalıkla ilgili bilgilendirilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması hastaların rahat bir yaşam sürmeleri için önemlidir.