Benim FACE hesabımı takip edenler veya sosyal medyada denk gelen kullanıcılar bu başlığı görmüştür.
‘Seni seviyoruz sayın valim ve sana güveniyoruz!’
Sevmek kötü bir şey mi ki…
Birine güvenmek, güven duygusunu kendinde hissetmek…
Niye kötü olsun ki?
Sevin ve güvenin, iletişim halinde kalın, istişare edin, dokunun, duygudaşlık yapın…
Bunlar güzel şeyler!
*
Gelelim yazımıza;
Hiç bükmeden ve hiç kıvırmadan söyleyeyim ki ne Vali’ye ne Bakan’a ne de Cumhurbaşkanına hiçbir borcum yok. Hiçbir zamanda olmadı. Allah bilir ama umarım hiçbir zaman olmasın!
Ben gazeteciyim ve nasıl ki Vali bey görevini yapıyorsa ben de görevimi yapıyorum!
Yazılarımı okuyanlar, hesaplarımdan takip edenler, TV’den izleyenler benimle ilgili fikir sahibidirler ama yine de birkaç cümle yazayım;
Sayın vali devletin temsilcisidir ve aynı zamanda benim de temsilcimdir ve senin de!
Kendisiyle söyleşimde beni de, seni de, Antakyalıyı da sevindiren bir açıklama yapmıştır ve o açıklama üzerine ben çok mutlu olduğumu beyan ederek ‘Seni seviyoruz ve sana güveniyoruz’ cümlesini kurdum. O gün televizyon programında bu cümleyi kurdum ve daha sonra köşe yazım da kurdum ve bugünde bir daha kurarım.
“Antakya’nın ayağa kalkmasını 2027 yılına bile bırakmayacağım. 2026 yılının başında bitmiş olacak. Antakya yeniden ayağa kalkmış olacak. Gecemi gündüzüme katarak bunu yapacağım’ diyen birine başka ne söylenir ki?
‘Seni seviyoruz sayın valim ve sana güveniyoruz!’
*
Yazının altına yapılan bazı hakaret içeren yorumlar,
Yalaka diyenler,
Döndü diyenler,
‘Ne karşılığında yazdın?’ şeklinde cümle kuranlar…
Ayıptır, günahtır ve doğru değildir!
Lütfen el ele verelim, birbirimize destek olalım ve Antakya’yı içinde bulunduğu girdaptan kurtaralım!
Ve son olarak lütfen siyasetle devleti karıştırmayalım!