Üretin diye yalvaracaksınız!

Türkiye’deki tarımsal üretim faaliyetlerinin önemli merkezlerinden biri olan Amik Ovasında, depremzede çiftçiler, zor koşullara rağmen üretime devam ediyor. Antakyalı çiftçiler, “Mesleğimiz çiftçilik 2020 senesinden bu yana tükendi. Üretin diye yalvaracaksınız ama üretmeyeceğiz. Çünkü kimse bizi görmüyor, duymuyor” siteminde bulundular.

DİLEK AKKAYA

Çiftçilerin isyanı sürüyor. Tarımsal faaliyetin en önemli noktalarından bir tanesi olan Amik Ovasında ki çiftçiler, ürettikleri ürünlere Pazar bulamamaktan ve bunun yanı sıra girdi maliyetlerinin yüksekliğinden şikayetçiler.

Gübre, elektrik, su ve akaryakıt fiyatları bir yana işçilik masrafının da kendilerini olumsuz yönde etkilediği vurgulayan Hataylı çiftçiler, deprem felaketinden sonra bu sorunların iki katına çıktığını ileri sürdüler.

Tarım politikasını eleştiren bir çiftçi, günden güne eridiklerinin altını çizerek, “Samimi söylüyorum, 47 yaşındayım, benden sonra burada çiftçilik yapacak olan yok. Bu şartlarda olmasın zaten. Şahsen ben para kazanmadığım bir işe çocuğumu da sürüklemek istemem. Bu düzensizlik böyle devam ederse insanlar çok sıkıntılar çekecek. Açlığa doğru gidiyoruz. Köylüyü hor görmeyin. Üretin diye yalvaracaksınız, ama üretmeyeceğiz” dediler.

YORULDUĞUMUZ İLE KALIYORUZ

Emeklerinin karşılığında elde ettikleri kazançtan memnun olmadıklarını aktaran bir başka çiftçi ise, “ÖTV oranlarının arttırılması, litre başı benzinde yapılan zamlar, KDV’deki artışlar bizlerin belini büktü. Girdi maliyeti gelirden fazla oldu. Bunun yanı sıra gübre, elektrik, ilaç ve sulama fiyatları da almış başını gidiyor. Sürekli bir borç içinde yaşam sürdürmeye çalışıyoruz. Borçlanarak, çok zor şartlar altında yine de geçinmek için üretime devam ediyoruz. Doğal olarak emeklerimizin karşılığını almak istiyoruz. Fakat gelin görün ki elimizde kabarık faturalar, borçlar ve girdi maliyetlerinden başka hiçbir şey yok. Yorulduğumuzla kalıyoruz. Bu durumdan bıktık. Bizleri görün, sesimizi duyun artık” dedi.

Yaşanan bu sıkıntıların deprem ile bir alakası olmadığı da söyleyen üreticiler, bu durumun pandemi döneminden bu yana devam ettiğini ve şiddetli bir şekilde arttığını belirttiler.

ÇİFTÇİ TÜKENDİ, GÖREN GIRGIR SANIYOR

Hataylı çiftçiler açıklamalarının devamında ise; “Girdi maliyetlerinden sonra en büyük sorunumuz pazar alanımızın yeterli olmayışı ve işçi bulamıyor oluşumuz. Bulsak dahi ücretler çiftçilerin belini büküyor. Size daha ne anlatalım. Biz senelerdir bu durumdayız. Deprem bahane. Biz yıllardır ‘Tükeniyoruz’ diye bağırıyoruz. Siz bizi sadece Deprem zamanı gördünüz. Oda birkaç ay sürdü. Sonra yine unuttunuz. Gönüllüler ellerinden geleni yapıyor. Onların haklarını inkâr etmek nankörlük olur. Fakat bütün üreticiye yetişmeleri mümkün değil. Düşünün domates pazarda 35 lira. Aşağısına yiyebilecek misiniz? yiyemeyeceksiniz. Şu ova da karnabahar ekilirdi. Şimdi en aza düştü. Herkes kendine yetecek kadar eker oldu. Ispanak öyle. Çünkü yapamıyoruz. Kendi çoluk çocuğumuzun yiyeceğini ektik. O kadar. Bundan sonra kendimizi düşünmek zorundayız. Çünkü hem sağlımızdan oluyoruz hem de elimizde olan paradan.  Siz söyleyin nasıl yapalım en basitinden akaryakıtın litre fiyatı 40 liraya dayanmış Nasıl üretip geçinelim? Bin lira olmuş üre gübresinin torbası. Nasıl çıksın işin içinden bu üreticiler? Karşıdan gören gırgır sanıyor. Samimi söylüyorum, insanların cebinde çay parası yok. Borçlar ile kışı geçiriyoruz. Sezonda da kışın yaptığımız borcu sadece ödeyebilirsek ödüyoruz. Böyle bir ortamda yaşıyoruz. Çiftçi varlığını sürdürememe noktasına geldi. Kimse bu durumu umursamıyor ama acısı ilerde çıkacak farkında değiller” açıklamasını yaptılar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir