Ümit Yaşar Oğuzcan Kimdir?

HABER MERKEZİ

Mersin’in Tarsus ilçesinde dünyaya geldi. Annesi Güzide Hanım, babası çeşitli devlet memurluklarında bulunmuş; gazetecilik, yazarlık, kitapçılık ve matbaacılık da yapmış Sabri Bey’dir. Oğuzcan’ın çocukluğu oldukça sıkıntılı geçti. Şair, çocukluğunu daha doğrusu hayatını çile olarak görmüş ve şu cümlelerle dile getirmiştir: “İlk çocukluk yıllarımdan bu yana çeşitli kazalar, hastalıklar, ameliyatlar geçirdim. Üç yaşımda ayağım kırıldı, dört yaşımda mangala oturdum, beş yaşımda 20 basamak merdivenden düştüm, yedi yaşımda başıma sandık kapağı düştü, bu arada fazla ateşli olarak geçirdiğim kızamık sonucu kekeme kaldım (o günden beri ateşliyimdir). 14 yaşımda apandisit, 19 yaşımda böbrek (tek böbrekliyim), 30 yaşımda bademcik ameliyatları geçirdim. 22 yaşımda evlendim. Düşme, boğulma, otomobil kazası nev’inden geçirdiğim ufak tefek tehlikelerden sonra 3 kere de canımdan bezdim. İntihara teşebbüs ettiğimi sanırım aranızda bilmeyen yoktur. Bunların sebebi sizi, bu husustaki merakınız da beni alakadar etmez tabii.” (Oğuzcan 1967: 9). Tarsus’ta başladığı ilköğrenimini babasının görevi dolayısıyla İstanbul ve Eskişehir’de sürdürdü. Eskişehir İnkılâp İlkokulu’nu 1938 yılında bitirdi. Aynı yıl ortaokul birinci sınıfı Eskişehir Lisesi’nde, ertesi yıl ikinci sınıfı Tarsus Lisesi’nde okuduktan sonra 1941’de Konya Askeri Ortaokulu’nu bitirdi. 1942’de Konya Kuleli Askeri Lisesi’nde bir yıl okudu. Ertesi yıl başladığı Eskişehir Ticaret Lisesi’nden 1945’te mezun oldu. Tek böbrekli olduğu için kendisine çürük raporu verildi ve askerlikten muaf tutuldu.

Ankara Osmanlı Bankası’nda 1946’da başladığı bankacılık mesleğini 1947’de girdiği Türkiye İş Bankası’nda sürdürdü. 1947-1960 yılları arasında Türkiye İş Bankası’nın Adana, Turgutlu, Niğde ve Ankara şubelerinde görev yaptı. 20 Mart 1948 tarihinde Mersinli Mehmet Zeki Oğuzbaş’ın kızı Özhan Hanım ile evlendi. Bu evliğinden Vedat (d. 1949) ve Lütfi (d. 1952) adında iki oğlu oldu. Büyük oğlu Vedat 1973’te intihar etti. 1961’de Türkiye İş Bankası’nın Ankara’daki genel müdürlüğünde neşriyat müdür muavini iken görevinden ayrıldı. 1961’de İstanbul’a yerleşen şair, emekliye ayrıldıktan sonra da yayıncılığa başladı. Bu arada, geçirdiği bunalımlar sonucu 3 kez intihara teşebbüs etti (Hızlan 1984). İleriki yıllarda İş Bankasının Fatih ve Beyazıt şubelerinde iki defa tayin edildiyse de verilen görevleri beğenmediği için istifa etti. Bir müddet İstanbul’da Yapı ve Kredi Bankası’nda çalıştı. Buradan da ayrıldıktan sonra kendi eserlerini yayımlamak üzere İstanbul’da Ümit Yaşar Yayınevi’ni kurdu. 2-3 yıl kalemiyle geçindi. İşleri bozulunca bir müddet işsiz kaldı ve sıkıntı çekti. 1965-1968 yılları arasında İstanbul Akbank Umum Müdürlüğü’nde krediler ikinci müdürü olarak çalıştı. 1970’ten itibaren İş Bankası Kültür Yayınları’nın müşavirliğini yürüttü. Aynı bankanın halkla ilişkiler müdür yardımcılığı görevindeyken 1977’de kendi isteğiyle emekli oldu. Şiirlerinde sıkça geçen ve küçük oğlu Lütfi’nin “Babamın annemle evliyken yaşadığı platonik bir aşkıydı.” dediği Ayten Hanım yüzünden Özhan Hanım, Ümit Yaşar’dan otuz yıl sonra ayrıldı. Bir şiir söyleşisinde âşık olduğu şiir tutkunu Ulufer Hanım ile ikinci evliliğini yaptı (1978). Emekliye ayrıldıktan sonra 1980’de İstanbul’da kendi adını taşıyan bir sanat galerisi kurdu ve yöneticiliğini yaptı.

Şiir denemelerine on yaşında başlayan şair, öğrencilik yıllarındaki şiirlerini 1936-1938 yılları arasında Eskişehir İnkılâp Okulu’nun Yankı adlı duvar gazetesinde yayımladı. İlk şiiri 1942’de Eskişehir’de çıkarılan Kocatepe gazetesinde yer aldı. 1941-1942 yılları arasında merhum Faruk Şükrü Yersel’in de teşvikiyle Eskişehir’de Kocatepe, Güzel Eskişehir, Sakarya ve Eskişehir Halkevi tarafından çıkarılan Porsuk’ta şiirlerini yayımlamayı sürdürdü. 1945-1948 yılları arasında Eskişehir ve Adana’da çıkarılan Türke Doğru dergisinin önce yönetmenliğini sonra yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Gazetecilik hayatı Eskişehir’den sonra Adana’da Kalem başta olmak üzere çeşitli gazetelerde devam etti. Oğuzcan, gazetecilik hayatının en uzun fasılasının Turgutlu ve Niğde’de geçen üç yıl olduğunu belirtti (Oğuzcan 1972: 9). İstanbul matbuatında Varlık ve Büyük Doğu dergilerinde yayımladığı şiirleriyle adını duyurdu (1945-1946).

Ankara’ya tayin edilince 1954’ten itibaren çeşitli süreli yayınlarda şiir, taşlama, makale, sohbet, anı, mektup, röportaj, anket vb. gibi çok farklı türlerde yazdı. 1965’te hiciv ve mizah dergisi olan Yergi-Dergi’yi 3 sayı çıkarabildi. Şiir ve yazılarıyla; Yedigün, Varlık, İstanbul, Kaynak, Büyük Doğu, Fikirler, Edebiyat Dünyası, Hisar, Aile, Yelpaze, Yarış ve Yetiştiricilik, Çarşaf, Yücel, Toprak, Çığır, İş Dergisi, Güney, Akbaba ve Papağan gibi dergilerle birlikte; Hür Vatan, Hareket, Cumhuriyet, Yeni İstanbul, Hürriyet, Hafta Sonu, Bon Bon ve Kelebek gibi gazeteler olmak üzere pek çok süreli yayında göründü. Şiirleri ayrıca çeşitli antolojilerde yer aldı; Fransızca, Bulgarca, Arapça, İngilizce, Rusça, İtalyanca, İngilizce, Lehçe ve Rumca gibi dillere çevrildi. Yaklaşık 150 şiiri Türk Sanat Musikisi ve Hafif Batı Müziği türlerinde bestelendi. İtalya, Yugoslavya, İsviçre ve Fransa’daki şiir festivallerine katıldı. Şairlik hayatının 25. yıl jübilesi 1967 yılında İstanbul’da yapıldı. Bu jübile dolayısıyla hazırlanan Ümit Yaşar 25. Sanat Yılı Jübilesi 18 Ocak 1967 adlı eserde “Benim hayatım roman değildir. Baştan başa şiirdir benim hayatım, şiirdir ve aşktır.” (Oğuzcan 1967: 9) diyen şair, 4 Kasım 1984 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Cenazesi 7 Kasım 1984 Çarşamba günü öğle namazını müteakip Teşvikiye Camii’nden alınıp Zincirlikuyu’ya defnedildi. İlk eşi, ikinci eşi ve oğlu Lütfi Oğuzcan hâlen İstanbul’da yaşamaktadırlar. Ümit Yaşar Oğuzcan Sanat Galerisi’ni ikinci eşi Ulufer Hanım yürütmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir