Tuzak!

Atakaş Hatayspor’un lider Beşiktaş karşısında aldığı hezimet taraflı-tarafsız spor otoritelerini üzmüştür.

Bu lige heyecan katan takımın aldığı sonuç elbette yakışıksızdı..

Hezimeti kimse içine sindiremedi!

Ama!

Sezon başından bu yana oynadığı futbolla ve kazandığı maçlarla Süper Lige damga vuran takımı da bir maçta yok edemezsiniz..

Bir hezimetle bize yaşattıklarını unutamazsınız..

Bana iki de bir 7-0’ı işaret ederseniz;

“Barcelona, Bayern Münich’ten 8 gol, Brezilya, Alman Milli Takımından 7 gol, Beşiktaş, Liverpool’dan 8 gol yemedi mi?” diye sorarım..

Futbolda bunun örnekleri çok!

Başınızı yerden kaldırın dik durun!

Utanılacak değil, övünülecek bir takımınız var..

Süper Ligin en iyi futbol oynayan takımına ve şampiyonluğa çok yakın bir takıma farklı yenilmek dünyanın sonu değil!

Bakmayın siz Fenerbahçe-Galatasaray taraftarlarına..

Günübirlik destek verdikleri Hatayspor’u bir anda karalamaya başladılar..

“Hatayspor maç sattı, şike yaptı..” gibi çirkin iddialarla akılları sıra gündemi değiştirmeye çalıştılar..

Kendinize gelin! Haddinizi bilin!

Hatayspor’un kazandığı şampiyonluklar anasından emdiği süt gibi helal..

Ama!!

Bu ülke hangi takımın şampiyonluğunu tartıştı ve kimin şike yaptığını çok iyi biliyor.

Hatayspor’a çamur atacağınıza önce evinizin önündeki pislikleri temizleyin!

Herkes kendi takımıyla ilgilensin!

Hatayspor neden kaybetti biliyor musunuz?

Birincisi Beşiktaş hocasının tuzağına düştü!

İkincisi taktiksel hata yaptı!

Beşiktaş gibi çabuk hızlı, kenar beklerini iyi kullanan takıma karşı ofansif oynamak akıl mantık işi değildi.

Hatayspor bildiğimiz oyunundan çok uzaktı. Silik bir futbol oynadılar. İnanılmaz derece kötüydüler…

Ömer hoca kenarda yoktu ama bu maçtan sonra özeleştiri yapmaları gerek…

Beşiktaş’ın hocası Çaykur Rize maçından sonra “Cumartesi göreceğiz” demişti Hatayspor’a..

Bu bir tuzaktı..

Amaç Hatayspor’u baskı altına alıp, maça gergin başlamasını sağlamaktı.

Nitekim öyle de oldu. Her golden sonra rakibinin üzerine paldır küldür gitti ve peş peşe kalesinde golleri gördü..

Kontrollü, ayağa pas yapan oyun yerine ofansif oynayarak, tuzağa çok rahat düştü.

İkinci tuzağa da Basın Sözcümüz Rahmi Vardı düştü..

Deneyimli bir gazetecinin ‘reyting kanalının tuzağına’ düşmesini kabul etmiyorum doğrusu..

Üzülerek ifade etmeliyim ki, yerel basına koyduğunuz mesafeyi yaygın basına koyamıyorsunuz.

Yerel basına özel röportaj dahi vermeyenler, ulusal bazda yayın yapan kanallara koşarak gidiyor.

Neyse bu bizim meselemiz; “Kol kırılır yen içinde kalır..”

Bir Hataylı olarak Rahmi Vardı’ya yapılanı da asla kabul etmiyorum, sözde spor yazarlarını da esefle kınıyorum..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir