Türk şiirinin zarif şairi: Cahit Zarifoğlu

HABER MERKEZİ

Cahit Zarifoğlu, 1 Temmuz 1940 tarihinde Ankara’da doğdu. Aslen Kahramanmaraşlı olan ünlü şair, şiir dışında, tiyatro oyunu, anlatı, öykü, roman ve deneme türünde de kitaplar yazdı. Asıl mesleği öğretmenlik olan Cahit Zarifoğlu, çevirmenlik ve denetçilik gibi işlerde de çalıştı. Hayatı boyunca birçok ödüle layık görüldü ve birçok okula adı verildi.

Tam adı Abdurrahman Cahit Zarifoğlu olan şair, saf şiir akımının temsilcileri arasında yer alır. Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Haşim tarafından başlatılan bu akımda, şiirin formu ve üslup ön planda tutulur. Cahit Zarifoğlu’nun en çok etkilendiği şairlerden biri olan Necip Fazıl Kısakürek de bu akımın temsilcileri arasında yer alır.

1940 yılında Ankara’da doğan şairin çocukluğu, babasının hakim olması nedeniyle sık sık şehir değiştirerek geçti. İlköğretimi Kızılcahamam’da okuyan Cahit Zarifoğlu, liseyi memleketi Kahramanmaraş’ta bitirdi. Gençlik yıllarında yerel gazetelerde sayfa sekreterliği yaptı. Bu dönemde edebiyata ilgi duymaya başlayan Cahit Zarifoğlu, Divan edebiyatı klasiklerini okudu.

1976 yılından itibaren ilk öyküleri ve şiirleri Mavera adlı dergide yayımlanmaya başladı. Dergiyi çıkaran Rasim Özdenören ve Akif İnan ile birlikte birçok dergi çıkardı. Almanca öğretmenliği dışında uzun yıllar boyunca TRT’de mütercim sekreter olarak çalıştı.

Memleketi Kahramanmaraş’ta Açı adında şiir ağırlıklı bir dergi çıkardı. Bu dergi vasıtasıyla birçok şairin adını duyurmasını ve ülke çapında tanınmasını sağladı.

Cahit Zarifoğlu, 7 Haziran 1987 tarihinde pankreas kanseri nedeniyle İstanbul’da vefat etti. 2003 yılında bu yana şairin adını taşıyan edebiyat ödülleri verilmektedir.

Cahit Zarifoğlu, öykü, roman ve deneme türündeki eserlerinde herkesin anlayabileceği, sade bir dil kullanmıştır. Mistik bir olay örgüsünün hakim olduğu şiirlerinde ise kapalı, metaforik ve imgeci bir üslup ön plandadır. Cahit Zarifoğlu, bir söyleşisinde şiir yazmayı, ”muğlak ama mutlak zorunluluğun mutlak ama muğlak zorunluluğu” olarak tanımlamıştır.

Zarifoğlu’nun şiirlerinde en somut gerçeklikler bile alegorik ve imgeci bir anlatımla okura aktarılır. Çağrışıma dayalı imgelerde anlam okura doğrudan sunulmaz. Şair, daha sonraki yıllarda ise nispeten daha yalın bir dille şiirler kaleme almıştır. Özellikle Filistin üzerine yazdığı şiirler toplumsal gerçekçi çizgiye daha yakındır.

”Su torbasının içindeki canı ürkütüyor

 Baba dalgın ama geçişleri anlatıyor.”

Şair bu dizelerde okurun gözünde bir manzara tasvir ediyor. Su torbası bir akvaryumun simgesiyken, ”içindeki can” imgesi de bir balığı temsil etmektedir. Şiirin alt metninde ise su torbasının karşılığı dünya, balık ise insandır. İnsanın dünya yaşamı boyunca, ne kadar özgür hareket ederse etsin her zaman hapis olduğunu ifade eden şair, şiirlerinde bu tür metaforları sıklıkla kullanmıştır.

”Hamlem Zarif / Vuruşum Hayat

 Hilem Toy / Dönüp Kaçışım Şiir”

Cahit Zarifoğlu, bu şiirin ilk dizesinde de kendi soyadı üzerinden kendisine sesleniyor.

Yazarın tek tiyatro eserinin adı Sütçü İmam’dır.

Şiir kitaplarının adı: Yaşamak- İşaret Çocukları

Deneme türündeki eserleri- Bir Değirmendir Bu Dünya, Zengin Hayaller Peşinde

Romanları- Savaş Ritimleri ve Ana

Cahit Zarifoğlu’nun manzum eserlerinin konusunu insanın dünyadaki yeri, var oluş kaygısı, Allah, ahiret gibi dini konular ön plandadır. Şiirlerinde dolaylı bir anlatımı tercih eden şair, muğlak ifadelerden ve çağrışıma dayalı imgelerden sıklıkla faydalanır. Cahit Zarifoğlu’nun düzyazı türündeki eserleri ise daha sade bir üslupla kaleme alınmıştır.

ÖLÜ ATLAR

Karışık bir iç deniz bunalımı

Zafersiz bir kalyonda

Ölümün her anki hatırasından uzak

İnsanı her halinden tanıyan

Sakat bir ölü atlar alıcısı

Ucuza kilitlenmiş bir dağ ceylanı

Ancak bir tabuyu öldürecek bir zamanda

Göğün bütün ön görmelerinden uzak

Fenerler tutulup tekmeler atılan

Önemli bir es çağ tanrısı

Telaşla yenilen analarda kayboluşları

Sevgisiz kalan babalarda

Lekesiz bir güneşle ancak

Çocuğunu sardığı bezler arınan

Ağrıtmaz sanılan bir yaşamak şarkısı

İkisinden birini örter kanadı

Durulmayıp tebessüm ettirilen şarkıda

Sevinçsiz canlara dayanmak

Her an bir başka ışıksızı arayan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir