“TUHAF BULUŞMALAR METROSU”

HABER MERKEZİ

Tuhaf Buluşmalar Metrosu’ adını verdiğim bu oyuna, metinde aşk ve insan ilişkileri de sorgulandığından ‘Sıra dışı bir aşkın doğuşu’ gibi daha iddialı bir isim de verebilirdim. Ancak yarattığım oyun karakterleri içinde bulunduğumuz toplumdan çok da bağımsız olamayacağından, aşk da her halükârda sorgulanacaktı. Paradoks gibi gelebilir ama kapitalizmin toplumsallığı, yalnızlık duygusunu arttıran bir toplumsallıktır. 21. Yüzyıl insanı, kalabalıklarda yalnız yaşamaya başlamıştır. Bu koşullarda, aşk da yara almıştır. Kapitalizm Mecnun’a, Leyla’ya olan aşkını unutturmuş, onu geçim sıkıntısı nedeniyle intiharın eşiğine getirmiştir. Bugün Leyla, Mecnun’dan umudunu kesmiş, hak arama nümayişlerinde slogan atmaktadır.

Ve genç kuşak büyük olasılıkla sözel olarak yüzyıllardır nesilden nesile aktarılan, filmlere konu olan bu aşk öykülerinden− efsanelerden bihaber yaşamaktadır. Belki de, yukarıda adlarını eğretilemeyle andığım Leyla ile Mecnun öyküsünü bile duymamışlardır. Ama tüm bu olumsuz gelişmelere, korona günlerinde artan yabancılaşmaya, yaratılan sürü psikolojisine rağmen, hâlâ aşka ve özgürlüğe tutkulu insanlar, “Yeni Ortaçağ” diye adlandırılan neoliberal sistemin yok etmeye çalıştığı değerleri; aşkı, dostluğu, dayanışmayı aramaya devam etmektedirler. İşte oyunun teması tam da buradadır. Darbelerin (ve yenidünya düzeninin) yaraladığı, savurduğu insanların yalnızlığı ve bitmeyen arayışları oyunun konusu kapsamındadır. Neden insanlar yalnız? Neden yaralı ve umutsuzlar? Neden sanal ve riyakâr ilişkiler ağı sarmış çevremizi? Yalnızlığımızı paylaştığımız, bir başka yalnızla −aynı dünyada− ne kadar mutlu olabilir ve bu mutluluğu ne kadar sürdürebiliriz. İşte oyun, tüm bunları sorgulamaya çalışıyor.

Metinde, sanatın sesinden uzaklaşmamaya çalıştım. Zira kuru ajitatif bildiriler, sloganlar veya kiç − arabesk söylemler, sanatın yarattığı etkiyi yaratamıyor. Zira sanat, her gün yaşadığımız ya da ötekilerin yaşadığı, bizim de tanık olduğumuz – gözlemlediğimiz gerçekliğin bize, sanatın kadife sesiyle yeniden yeniden sunulmasıdır.

Tuhaf Buluşmalar Metrosu, hangi türe girer’ sorusunun birden çok yanıtı vardır. Zira günümüzde tiyatro oyunlarında tür ayrımı hemen hemen ortadan kalkmıştır. Belki de yönetmenin tarzına göre şekil alabilir. Oyunun dramatik etkisi, oyundaki kadın ve erkeğin bekleyiş ve arayışlarının yarattığı gerilim üzerinden seyirciye geçer. Onlar yabancılaşmaya karşı kişiliklerini korumaya çalışarak, olaylar değil daha çok durum üzerinden gerilim yaratırlar. Ve bu gerilim, izleyiciyi yer yer güldürerek sorgulamaya itebilir. O zaman da ‘Durum’un ve ‘Absürd’ün yanı sıra, ‘Kara güldürü’den söz edebiliriz. Veya hepsi birden.

İyi okumalar… İyi seyirler…

Künye: Adil Okay, Tuhaf Buluşmalar Metrosu, Tiyatro, Klaros yayınevi, Haziran 2021, Ankara

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir