Mevsim gözlerinin renginde saklı
Ilık rüzgar raksetmekte saçlarının arasında mahcup
Akşam sokak lambalarının titrek nefesinde sarhoş
Bir Sokrates kale kapısı arkasında üşümekte
Dr. AHMET BÜLBÜL
KAHIR SANCISI
Ey gözleri bal rengi içinde kahverengiye çalan sevgili
Esmer toprak almış altın sarısı güneşi içine
Nefesi yaşam sıcağı, suskunluğu evren
Yol yolcudan yorgun
Ey saçları altın sarısı içine sızmış
Kızıla çalan esmer sevgili
Ne çok taşıdık birbirimizi yollarda
Ne çok kanattık yaralarımızı baş başa
Sonra emdik dibe akan zehrimizi söküp attık
Ne çok şeyi yarıda bıraktım
Bağlanabildiğim tek şey oldun uçarılıklarımdan geriye kalan
Sonra sen ne kadar çok insan oldun karşıma çıkan
Ve hayat denen bilgenin tanıklığında
Anladım ki senden kopamayışım ana rahmi kordonlarındandır küçük çocuk…
Dr. AHMET BÜLBÜL
YALNIZLIK DÜŞTÜ PEŞİME
Yalnızlık düştü peşime
Kelimeler süklüm püklüm
Hava karardı yine
İçki kadehe kondu bile
Korku sinmiş ciğerimin közüne
Meyhanede bilmem kaçıncı kez tekrarlanıyor” üstadın” nakaratları
Şair küstü kendine
Bir çocuk çığlığı mı duyuldu ne
Dipsiz kuyulardan gelen incecik çığlık
Haydi canım sana öyle gelmiştir
Tüm sesler çoktan karıştı sessizliğin içine
Artık rakıyla kutsanır bedenim
Tüm ulvi şeylerdeki esrik ve tütsülü âlemlerin kahrolası hoşnutluğu
Oysa bilirim pınarlar çoktan kurudu
Ey yüzünü seçemediğim isyanın çocuğu
Kulağımı göğsüne dayadım, anlat…
Oy buhranımın bal gözlü çocuğu
Haşerem, günahsızım
Kale kapıları ardında unuttuğum
Oy gönlümün sevinci, anlat…
Artık tek umudum sende!
Dr. AHMET BÜLBÜL
SAVAŞIN ORTA YERİ
Korkunç savaşların ortasındayım bir başıma
Yönsüzüm çığlıkların gürültüsünde
Işıksızım seslerin sessizliğinde
Acıkmışım, ak sütlerin belli belirsiz tadı damağımda
Zaman oyuncağımı yitirdim saklambaç oynarken
Artık hülyalı bakışlar göz bebeğimde
Şimdi savaşlar hoş bir çocuk sevinci çelik çomaklarda
Hava kararanda anne sesi tadında gönlümün avareliği
Kendime gebe kaldığım o andır her şeyi yerinden oynatan
Ve hasretim, suskunluğum da sana aynı sebeptendir
Doğru dürüst vedalaşmadığımızda aynı sancı
Hücremin helazonik titreşimleri içindeyim
Yana yana, döne döne…
Yeni sevişmeler beklemede ıslak yatakları
Gözlerinin içinde gözlerimsin artık
Şimdi fırtına sonrası kumsalda bir çakıl tanesiyim
Sense kumsalsın biliyorum…
Dr. AHMET BÜLBÜL
Tıbbiyeden sanatçı, ressam, şair, besteci, öykücü çıkarmış, arada sırada da doktor çıktığı olurmuş. Sevgili dostum Doktor Ahmet Duran Bülbül buna güzel bir örnek.