BERNA EKENER
Soğuk havaların kendini iyice hissettirmeye başlaması ile beraber aktarlarda sıkça adını duymaya başladığımız kış çayı tüketilmeye başlanıyor.
Hava sıcaklıklarının gerilemesi ile gribal enfeksiyon ve soğuk algınlığı yavaş yavaş artış göstermeye başlıyor. Bu nedenle uzmanlar ise doğal yöntemlerden biri olan bitki çaylarının sıklıkla tüketilmesi gerektiğine vurgu yaptılar.
Konuyla ilgili görüş bildiren uzmanlar ise, “Hastalıklardan korunmak için kış çayını tercih edebilirler. Kış çayının içerisinde ise birçok baharat bulunmaktadır. Bunlardan birkaç tanesi ıhlamur, zencefil, papatya, tarçın. A ve C vitaminleri, demir, çinko, kalsiyum gibi mineral içerikleri ve antioksidan özellikleri nedeniyle zencefil, kuşburnu, dağ çayı, adaçayı, ekinezya, papatya, tarçın, papatya, nane ve limon çayları kış çayı olarak ilk akla gelen tekli veya kombine çaylardır. Elbette bu tarz bitki çaylarını kronik hastalığı olanlar kontrol altında tüketmelidirler. Bir uzmana danışarak sakınca görülmediği takdirde ek takviye alabilirler” dediler.
Gazetemiz muhabirine bilgi veren baharatçı esnafı: “Kış çayının birçok faydası vardır. Mesela bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Hastalıklardan korunmamızı sağlar. Kışın gelmesiyle birlikte en çok sattığımız bitkiler arasında yer alıyor. Kış çayının içerisinde c vitamini bolca bulunuyor. Vücudun c vitamini ihtiyacını bolca karşılıyor. İnsanlar artık bu tarz bitkileri evinden eksik etmez oldu. Çünkü artık insanlar ilaçlarla değil de bitkilerle iyileşmek istiyor. Sadece bitki çaylarını kontrolsüz bir şekilde kullanmamalı. Çünkü bazı insanların çayın içerisindeki bitkilere alerjisi olabilir. Vücutlarını tanımaları gerekiyor. Günde 4-5 kupa değil de en fazla 2 kupa içilmelidir.” İfadelerini kullandılar.