Şiir Köşesi – Nebih Nafile

Antakya’dan Dünyaya Açılan Pencere…

ŞİİR KÖŞESİ

yüreğin çarpıyorsa hâlâ

gözlerinin pınarları akıyorsa

sevinçte, hüzünde ya da

akıyorsa kanın tüm hızıyla

yaşam da senin için akmakta

senin için ey güzel insan…

Antakya’dan, dünyanın bütün insanlarına açılan bir pencere araladım. Öyle bir pencere ki; paylaşacağımız şiirlerimizde aşkı, umudu, yaşama sevincimizi dile getireceğiz. Dünya, ancak iyilikle kurtulur. O halde şiirlerimizle güzelleştireceğiz… Her hafta bir değerimizin şiirini sizler için seçiyorum. “Senin İçin” şiirimin bir bölümü ile pencereyi araladım. Bu haftaki şiir köşesi özel konuk; Hatay Erol Bilecik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Mobilya bölümünden mezun ettiğimiz sevgili öğrencim Ergün Keleş’in “Yaşamak Nereye Kadar” adlı şiiri ile penceremizi sonuna kadar açık bırakıyorum. Şiir tadında bir ömrünüz olsun…

YAŞAMAK NEREYE KADAR

Uzun bir geceden, yine uzunca bir sabaha bulundum

Ayak seslerini duydum ölümün,
yahut ölümü hatırlatan kelimelerin

Bu şehrin ezelden midir bu sıskalığı

yahut onca evrimin içinden cehennemle mi döşenmiş?

Bu aklın şimdiden midir zoraki sürüklenmesi

yoksa ezelden miyim ben, tomurcuklar toplayan?

Gölgeler, bedenine derin çukurlar örter

Çukurlar bilmez hangi yola paspas olduğunu

Ben söylesem yer yerinden oynayacak sanıyordum

Hoş değilmiş akan suya tereddütte bulunmak

Sustum

yapacak bir şey de yoktu

Beyaz yalanlar, karanlık güzergâhlarla selamlaştı

Simsiyah eller lekesiz bayraklar topladı

Biri yazgısını bir sırra bağlamakla kalmadı

Diğeri ekmeğini masanın üzerine koydu

üzerine bayrak dikti

Yağmurla bilenmişti kirpikleri sevdiğimin

Omuzlarına uçurtmalardan gökkuşağı bir atkı örmüştü

Bu afetin ezelden midir depremliği

Yoksa üşümek Ay’ın bir yanını karanlık mı gösterir?

Sokak arasında, dumanla yontulmuş ekmek kokuları

Sevdanın bir dizeyi bir türküyle seviştirmesi

Önce aydınlık yönü, ışığın tasavvufi sohbeti

Ve şimdi yine aldatılan bizler

şimdiki zamanın gökyüzüne

Sonra uçurumlar zindanlara yol gösterir

Değildir isteyerek yarına uyanmak

yahut uykuya dalmak

Nasılsa, çağa ayak uyduran notasız ilahiler sayıklandı

Sözcüklerimle çelişen bir korodan ayrıldım

Nereye varacaksan külfeti küçüktür çiğ tanesinden

ya da büyüktür Alp’lerden, Olympus’lardan

Ölüm ezelden mi böyle soluksuz beklenir

yahut yaşamak nereye kadar?

ERGÜN KELEŞ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir