Antakya’dan Dünyaya Açılan Pencere…
ŞİİR KÖŞESİ
yüreğin çarpıyorsa hâlâ
gözlerinin pınarları akıyorsa
sevinçte, hüzünde ya da
akıyorsa kanın tüm hızıyla
yaşam da senin için akmakta
senin için ey güzel insan…
Antakya’dan, dünyanın bütün insanlarına açılan bir pencere araladım. Öyle bir pencere ki; paylaşacağımız şiirlerimizde aşkı, umudu, yaşama sevincimizi dile getireceğiz. Dünya, ancak iyilikle kurtulur. O halde şiirlerimizle güzelleştireceğiz… Her hafta bir değerimizin şiirini sizler için seçiyorum. “Senin İçin” şiirimin bir bölümü ile pencereyi araladım. Bu haftaki konuk; edebiyatı seven, şiir, öykü yazan bir yürek; Antakya’da yaşayan Gülnaz Nurlu Kavvas’ın “Sessiz Çığlık” adlı şiiri ile penceremizi sonuna kadar açık bırakıyorum. Şiir tadında bir ömrünüz olsun…
SESSİZ ÇIĞLIK
Süzülüyordu sabah güneşi
Yemyeşil ağaçların dallarından,
Rüzgarla beraber savruluyordu dallar,
Fısıldaşıyorlardı
Hışır… Hışır…
Ölüm sessizliğini bozmak istercesine…
Yuvalarındaki son mutluluklarından habersiz
Besliyordu yavrusunu saka kuşu,
Koklaşıyordu kumrular,
Paytak paytak sürünüyordu kaplumbağa
Güne uyanıyordu birçok hayvan.
Ölüm sessizliğini bozmak istercesine;
Ağaçlar hışır hışır…
Kuşlar cıvıl cıvıl…
Sürüngenler telaş içinde…
Kimi rant peşinde,
Kimi maşadır, anlık düşünür,
Bilmez ki ormanın nimetini
Bir hain ateşe verir,
Mahveder geleceğini.
Oysaki;
Yanan yalnızca ağaç değildir.
Geleceğidir, umududur, ekolojik dengesidir.
Bebeğine beşik; evine ısı, dolap, masa, sandalyedir.
Çeyiz sandığı, tabutudur.
İlim kelimelerinin yazıldığı kalem,
çoğaltıldığı sayfalarıdır.
Ölüm sessizliğini bozmak istercesine;
Ağaçlar hışır hışır…
Kuşlar cıvıl cıvıl…
Sürüngenler telaş içinde…
Seni yakan eller seyre dalmışken,
Sessiz çığlığında,
Duman kaplamışken her yeri,
Etrafı saran ateş yükselirken göğe…
İnanıyorum ki;
Kötülere inat,
Zümrüdü Anka’nın son şarkısı gibi,
Küllerinden yeni bir orman yeşerecek.
Doğmanın sevinciyle
Ağaçlar hışır hışır…
Kuşlar cıvıl cıvıl…
Sürüngenler telaş içinde…
GÜLNAZ NURLU KAVVAS