Antakya’dan Dünyaya Açılan Pencere…
ŞİİR KÖŞESİ
yüreğin çarpıyorsa hâlâ
gözlerinin pınarları akıyorsa
sevinçte, hüzünde ya da
akıyorsa kanın tüm hızıyla
yaşam da senin için akmakta
senin için ey güzel insan…
Antakya’dan, dünyanın bütün insanlarına açılan bir pencere araladım. Öyle bir pencere ki; paylaşacağımız şiirlerimizde aşkı, umudu, yaşama sevincimizi dile getireceğiz. Dünya, ancak iyilikle kurtulur. O halde şiirlerimizle güzelleştireceğiz… Her hafta bir değerimizin şiirini sizler için seçiyorum. “Senin İçin” şiirimin bir bölümü ile pencereyi araladım. Bu haftaki şiir köşesi konuğum; Hatay’daki edebiyat ve sanat çalışmalarının her alanında emek veren hemşerim, köylüm Sevim Yunus Habip’in yüreğinden akan “Büyük Bir Utanç” adlı şiiri ile penceremizi sonuna kadar açık bırakıyorum. Şiir tadında bir ömrünüz olsun…
BÜYÜK BİR UTANÇ
yarınları doğuran bebek
acın annenden nasıl geçecek
sızlar yürek, yakar umudu
nasıl bir histir Allah’ım!
görünce
gözü önünde o küçücük kızının
akan o kan boğazından
beyinlere kazındı ölümün şekli
“ölmek istemiyorum” feryadına
bütün ülke şahit olurken
insanlık bitiverdi o an
kapattı yüzünü utanç
söyle acın nasıl geçecek
nasıl…
sen, küçüğüm, ne yapacaksın
hangi hekim saracak yaranı
kalacak hayat boyu elbet!
anneni her düşlediğinde
aklına gelecek en son kare
davada takınca kravat
bir de afili bir ceket
ceza indirimine geçecek
ülkemizde adalet reklam arası
annesi yokken
nasıl soluk alır bir can
“anne ne olur ölme” sesleri
kainattan gider mi…
SEVİM YUNUS HABİP