Hatay’da müzisyenlerden meslektaşlarına yönelik saldırılara tepki..
HABER MERKEZİ
Hatay’da müzisyenler meslektaşlarına yönelik saldırılara tepki gösterdi.
Bir grup müzisyen, meslektaşlarına yönelik saldırılara tepki için Antakya Küfeciler Meydanı’nda toplandı.
Grup adına konuşan müzisyen Yusuf Karagündüz, Ankara’da geçen hafta sanatçı Onur Şener’in öldürüldüğünü hatırlatarak, “Klarnet sanatçısı olarak ben de geçtiğimiz cumartesi günü istek şarkı yüzünden saldırıya uğradım. Bu olayların bir daha yaşanmaması için gelin birlik olalım.” dedi.
Burada bir süre müzik çalan grup, ağızlarına kırmızı bant yapıştırıp müzik aletlerini kaldırıma bıraktı.
Ardından Antakya Müzik Emekçileri adına yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Bir arada olarak, kenetlenerek, dayanışarak bu saldırıların üstesinden geleceğiz.
Türkiye’de müzisyenlere yönelik baskılar gün geçtikçe artıyor. Geçtiğimiz hafta sonu Antakya’da sokak müziği yapan bir müzisyen arkadaşımıza istek parça çalmadığı için bir saldırı gerçekleşti. Yaralanan arkadaşımızın durumu iyi ancak bizler öfkeliyiz.
Daha 10 gün önce müzisyen Onur Şener yine istek parça meselesiyle başlayan tartışma sonucunda öldürülmüştü. Ülkenin her tarafında tepkiler yükselmiş, magandalık ve şiddet kültürüne lanet okunmuştu. Aradan daha iki hafta dahi geçmeden yine benzer bir olayı burada -eski Antakya sokaklarında- sokak müzisyeni arkadaşımız yaşamış oldu. Hem de tıpatıp aynı şekilde!
HER KÖTÜLÜK MEŞRULUĞUNU BİR ÖNCEKİ KÖTÜLÜKTEN ALIYOR
Biliyoruz ki her kötülük meşruluğunu bir önceki kötülükten alıyor. İşte bu şiddet ve magandalık sarmalı içerisinden çıkış için burada toplandık. Biz buradaki müzisyenler, sanat emekçileri, sanatseverler ve de ülkenin bu gidişatından memnun olmayanlar olarak biliyoruz ki çare bizde. Ne kadar bir arada durursak, ne kadar seslerimizi çoğaltırsak müziği ve müzisyenleri o kadar özgürleştirebiliriz. İçinde bulunduğumuz karanlığa karşı şarkılarımızla ne kadar fener olursak o kadar güzel bir dünya kurabiliriz. Zora düşen arkadaşımıza ne kadar yoldaş olursak o kadar dayanışmacı bir toplum kurabiliriz.
Müzisyenlerin üzerindeki baskılar çok çeşitli. Bir yandan müzisyene şiddet vakaları, bir yandan ekonomik kriz, bir yandan da yasaklar. Mevcut politik düzen müzisyenlere yaşama şansı tanımıyor. Pandemide yoksulluğun en ağır deneyimlerini yaşayan ve hiçe sayılan müzisyenler, konser ve festival yasaklarının da başlıca mağduru oldu. Bunun üzerine müzisyenler üzerindeki baskılarla, linç kampanyalarıyla birlikte açıkça yapılan şey itibarsızlaştırmadır. Bu itibarsızlaştırma kampanyasıyla, yaşama duyguları dahil eden müzik icrasını, müzisyenleri güçsüzleştirmeye çalışıyorlar.
BU SALDIRILARIN ÜSTESİNDEN BİRLİKTE GELECEĞİZ
Fakat dedik ya, çare bizde! Bir arada durarak, dayanışarak müziğin ve müzisyenlerin üzerindeki bu saldırıların üstesinden birlikte geleceğiz.
Bugün şarkılarımızı müziğin ve müzisyenin özgürlüğü için söyledik. İstek şarkı kabul etmedik. Önümüzdeki günlerde de sokaklarda, çalıştığımız mekanlarda istek şarkı kabul etmeyerek bu konuda gündem oluşturmaya devam edeceğiz. Tüm Türkiye’deki müzisyenleri ve müzikseverleri bu konuda ses çıkarmaya davet ediyoruz.”
Açıklamanın ardından grup daha sonra dağıldı.