Sanat dergileri üzerine

Uzun bir aradan sonra satırlar arasından merhaba demenin güzelliğini yaşıyorum. Sadece ben değil, bu dergide yazan tüm dostlar aynı duyguyu paylaşıyorlar benimle. Buna eminim. Sevgili Nihat Yıldız üç yıl önce bu iş için kolları sıvamıştı. Olacak şey değildi, nice rant sağlayacak iş varken dergi, hem de sanat dergisi çıkartmak mangal gibi yürek gerektiren bir işti. İşte o yürek vardı Sevgili Nihat dostumda. Üç yıl boyunca alnının akıyla bu dergiyi çıkarttı, hem de aksatmadan. Derginin çıkış zamanı gelince derin derin düşünmeye başlardı, baskı parasını denkleştirmek için. Sanata gönül verenler, dostları da kafa yorarlardı baskı parası için. Para bir yerlerden bulunur, dergi geciktirmeden, zamanında abonelere ulaştırılırdı.

İşin içine sağlık sorunu girince bir süre ara vermek zorunda kaldı, bizler de yazılarımıza ara vermek zorunda kaldık. Yine dergimiz her zaman olduğu gibi elinize zamanında ulaşacak. Sanat, kültür üzerine özgün yazıları severek okuyacağız, okuyacaksınız. Geçmiş yıllara bir göz atıyorum. Anılarımda geziniyorum. İzmir’de uzun soluklu bir sanat dergisi çıkmadı. Ege’de Sanat Bülteni biraz daha dayanıklı çıktı. İnatla da dayanıklılığını sürdürüyor, bu kriz ortamında.

Nihat Yıldız, uzun erimli bir yola çıktı. Engebeli bir yoldu bu. Sevenleri olduğu denli, çekemeyenleri de çok sevgili Nihat’ın. Çoğu kez arpa ekmeği yiyip kuyruğu dik tutmayı başardı. Yalana dolana, al takke ver külaha yanaşmadı Nihat Yıldız. Bir söz verdiyse ne pahasına olursa olsun, yerine getirmek için mücadele etti. Onun sanat yolunda yitirmediği sadece onuru ve gururu vardı. Tüm uğraşı bu iki değer içindi.

Şöyle bir çevremize göz atarsak sanat zübükleri yanında Nihat Yıldız bir kelaynak gibi kalıyor. Sanat zübüklerinin yanında Aziz Nesin’in Zübük’ü zemzemle yıkanmıştır. Gözleri paradan başka bir şey görmeyen bu zübükler bir kolda sekiz karpuz taşımaya çalışırlar. Hangi taşı kaldırsanız altından çıkarlar. Hiçbir dalda dikiş tutturamadıkları halde kendilerini bir numara ilan ederler. Sanatta da ne iş olsa yaparım abi, sen yeter ki paradan haber ver, demeyi onur sanırlar. Çevresindeki şakşakçıları da onlardan farksızdır. Tüm yedikleri haltları açığa çıkar, yine de insan içine çıkmaktan çekinmezler. Sanata da kara çalarlar yaptıklarıyla. Çalarlar çırparlar, sanat uğruna (!) her şeyi mübah sayarlar. Pes doğrusu…

Yakın ve uzağımızdaki bu tip sanat hayranları (!) yanında Nihat Yıldız bir dürüstlük abidesi gibi dikiliyor karşımıza. Tüm çabası bir türlü uzun soluklu dergi çıkarmayı başaramayan İzmir’de bunu başarmak. Bunu yaparken de dürüstlüğünden ödün vermemek, bizlerin de sevgili Nihat’ın çevresinde olmamızın tek nedeni bu özelliğidir. Uzun süren sağlık sorunlarından kurtulan Nihat Yıldız, daha da sağlıklı olarak işe başlıyor. Zor koşullarda çıkan bu dergiye destek olalım diyorum. Bu dergiyi çıkartırken emekli aylığını bu iş için harcadığını çok iyi biliyorum Nihat Yıldız’ın. Bizler de kendimizi derginin bir parçası sayıyoruz. Arkamızda kuruluşlar, holdingler, kara para aklayanlar yok. Tek gücümüz sizlersiniz. Her biri alanında kendini kanıtlamış yazarımız, çizerimiz, ressamımız, bilim insanlarımıza güvenimiz sonsuz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir