HABER MERKEZİ
Didem Madak 1970 yılında İzmir’de dünyaya gelmiş Türk şairdir. Sombahar, Ludingirra adlı dergilerde şiirleri yayınlanan Didem Madak kısa sürede adından söz ettirmiştir. Türk edebiyatının çiçek ve anne kokulu şiirlerinin şairi Didem Madak, 12 Eylül olaylarının, erken yaşta anne kaybının, kanserin ve bütün yaşamın getirdiği o hüznü sıcacık bir üslupla şiirlerine taşımış değerli şairlerimizden biridir.
Didem Madak 8 Nisan 1970 yılında İzmir’de dünyaya gelmiştir. Anne adı Füsun’dur. Füsun hanım’da tıpkı Didem Madak gibi kadın şairlerden biridir. Füsun hanım Didem Madak doğmadan önce yazmış olduğu bir şiiri olan “Uzun siyah saçlı kız” da Didem Madak’tan bahsetmiştir. Şiir’de Didem Madak için Işıl adı ile söz edilmiştir. Didem Madak’ın anne ve babası da öğretmendir.
Çocukluk yılları oldukça zorlu geçmiştir. Didem Madak’ın babası 1980 darbesinden sonra çalıştığı okuldaki müdürle tartışır. Bunun üzerine babası Burdur’dan Uşak’a sürülür. Yine öğretmen olan annesine tayin izni çıkmaz. Bu yüzden Didem Madak annesi ile birlikte Burdur’da yaşamaya devam eder. Babasından uzak büyüyen Didem Madak ülkenin çalkantılı dönemlerinde annesi ve diğer kız kardeşleri ile zorlu günler geçirir. Didem Madak’ın annesi Füsun Hanım evlatlarına kol kanat gerer. Her türlü kötülüklerden korur. Didem Madak 13 yaşına geldiğinde annesini kaybeder. Füsun hanım beyin tümör’ü rahatsızlığından dolayı 38 yaşında hayata gözlerini yumar. Didem Madak’ın hayatı bu noktadan sonra daha da zorlaşır.
Madak, annesini kaybettikten sonra onun şiirlerini okur. Annesinin izinden gitmek için onun gibi şair olmaya karar verir. Füsun hanım vefat ettikten sonra babası başka biri ile evlenir. Bu evliliği kabul etmeyen Didem Madak babası ile ilişkisini kesme kararı almıştır. Yaşamış olduğu tüm bu zorluklara rağmen Didem Madak hayata dört elle tutundu. Üniversite eğitimine devam etmek için Dokuz Eylül Üniversitesini kazanmıştır. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk bölümünden mezun olamadan okulu bırakır. Didem Madak üvey annesi ile yaşamak istemediğinden dolayı üniversite öğretiminin birinci sınıfında biri ile tanışır. Bu kişi ile gizli bir evlilik yapma kararı alır. Evliliğinin ardından okulu bırakmıştır.
Didem Madak mutsuz bir evlilik yapmıştır. Bundan dolayı pişmanlık duymuştur. Geçimini ve hayatını devam ettirmek için pek çok farklı işte çalıştı. Yapmış olduğu evlilikten dolayı pişmanlık duyan Didem Madak bu evliliği uzun yıllar sürdürmez ve eşinden ayrılmaya karar verir. Didem Madak boşandıktan sonra pek çok maddi sıkıntı ile karşılaşır. Evinden ayrılmak zorunda kalan Didem Madak artık bir Bodrum katında yaşamaya başlamıştır. Didem Madak’a zorlu hayat koşullarından sonra bir de kanser hastalığına yakalanmıştır. 24 Temmuz 2011 günü İstanbul’da vefat etmiştir.
Şiirlerinin merkezinde birçok farklı rolde ama en çok da anne rolünde kadın olan ve ardından edebiyatımıza Grapon Kâğıtları, Ah’lar Ağacı ve Pulbiber Mahallesi gibi üç değerli şiir kitabı bırakan Didem Madak’ı saygıyla anıyoruz.
Şimdiden Bir Hatırasın
Şimdiden bir hatırasın
Bulutsa, tozsa, uçarsa
Bütün (aşklar) paranteze alınsın
Rüzgar çanısın, rüzgarın diline dolanırsın
Ne bir şarkısın ne de dillerde nağme adın
Artık bazı şarkılar kadar yaralısın
Günler izmarit diplerinde biriksin
O zaman mutlaka bir trenle gelirsin
Köpüklerdensin, mavisin, sakinsin istesen suyun tenine bitişirsin
Ellerimi bıraktım, artık bunu sana yazsın
İçimde iki yaşlı balık varsa,
İçimde biri pulsuz, iki balık varsa
Biri sensen, gelirsen ve yok edersen
Bunu yazmak istiyorum sana
Sonra postalamak istiyorum
Pulsuz bir zarfla
Hiçbir mektup artık ikna etmiyor beni hayata
Bu kırmızı oyalarla saçlarımda
Beyaz bir tülbent gibi kalırsam tenimde, süzemediğim tortularla
Gün olur sararırsa sayfalarda
Bıraktım ellerimi, sana bunu yazsın
Şimdiden bir hatırasın
Kırık kalplerle süslü bir sayfaysan
Camsan, saydamsam, beni kırarsan
Simlerimle sevişirim seninle
O süslü sayfaların üzerinde
İçimde iki mutlu yıl varsa,
İçimde biri simli iki kadın varsa
Sen, gelirsen ve yok edersen
Bunu yazmak istiyorum sana sonra postalamak istiyorum
Simli bir yılbaşı kartıyla
Hiçbir mektup artık beni, ikna etmiyor hayata
Şimdiden bir hatırasın
Açmışsa bir sardunya saksıda
Bütün (aşklar) paranteze alınsın
Bıraktım ellerimi, artık sana bunu yazsın mektuplar postaya takılırsa…
Ey aşk sen
Artık bazı şarkılar kadar yaralısın.
NOT:
Ölen her kadın için bir şiir yazdım.
Onları Muc’a evin karşılığında verdim
Çok ucuza.
Artık bütün üzgün oluşlarımın adı: ANNE!