Deprem sırasında ve sonrasındaki tepkiler, her insanda farklılık gösterebildiği gibi hepimizde olan ortak duygu korkudur. Depremin hemen ardından kişi kendini aşırı korkmuş, ne yaptığını bilemez halde hissetme, duygularını hissedememe, tepki verememe, bulunduğu ortamı ya da durumu tam algılayamama gibi belirtiler yaşayabilir. Kişiyi aniden etkisi altına alan ölüm korkusu kişide çaresizlik ve panik duygusu yaratabilir.
Bizler bu duyguyu 9 aydır yaşıyoruz. İşin kötü tarafı ise kimse bu durumu kabul etmiyor. Herkeste bir “Polyannacılık” durumu söz konusu. Fakat bizlerin ruh sağlığının iyi olmadığını bilmek ve bunu kabul etmek gerekir.
Herkeste aşırı bir stres ve sürekli öfke hali var. Kimse kimseye tahammül edemiyor, aşırı tepkiler vererek sürekli tartışma içerisinde oluyor. İşin kötü tarafı artık içimizde sevgi hissinin kalmamış olması. Robota dönmüş gibi hissediyorum kendimi ve birçok kişiyi.
İçerisinde bulunduğumuz dönemde önceliğimiz psikolojik ilk yardım olmalıdır. Hayati ihtiyaçlar giderilmelidir. İnsanların doğal iyileşme süreçlerine olanak veren bir güvenlik alanı oluşturulmalıdır. Herkes psikolojik ilk yardıma ihtiyaç duymayabilir ya da bu yardımı istemeyebilir. Bu durumda yardım istemeyen kişileri zorlamadan, ancak destek istediklerinde ulaşılabilir olmak oldukça önemlidir.
Travmatik olaylara farklı tepkiler verildiğini ve tek bir “doğru” yolu olmadığını unutmamak önemlidir. Psikolojik sorunlar kişinin günlük hayatını ve iyileşmesini etkileyebileceği için kişiniz işlevselliğinin bozulduğu durumlarda psikolog veya psikiyatrist gibi bir ruh sağlığı uzmanından profesyonel bir yardım alınmalıdır. Psikolojik destek, bireylerin deneyimlerini işleme koymalarına, stres ve duygusal sıkıntılarla baş etmelerine ve uzun vadeli ruh sağlığı sorunlarının önlenmesine yardımcı olur.
Afetlerde ihtiyaçların ve müdahalelerin doğru zamanda, doğru bir içerikle yapılması çok önemlidir. Afet yaşamış ve hayatta kalmış bireylerin ihtiyaçlarından fazlasının, zamanından önce verilmeye çalışılması her ne kadar iyi niyetli olsa da fayda yerine zarar verebilir.
Günlük rutinlerinizi sürdürmeye çalışın: En kısa sürede günlük rutinlere geri dönülmeye çalışılmalıdır. Yapmaktan keyif aldığınız, kendinizi iyi hissettiren aktivitelere devam edilmelidir.
Duygularınız hakkında konuşun: Travmatik olay ve bunun sizi nasıl etkilediği hakkında konuşmak, deneyimi işlemenize ve stres ve kaygı duygularını azaltmanıza yardımcı olabilir.
Kendinize iyi bakın: Egzersiz, uyku ve dengeli beslenme yoluyla fiziksel sağlığı korumak, stres ve travmanın etkisini azaltmaya yardımcı olabilir.
Başkalarıyla bağlantı kurun: Arkadaşlarınızla, ailenizle veya bir destek grubuyla zaman geçirmek, bir topluluk duygusu sağlayabilir ve daha az yalıtılmış hissetmenize yardımcı olabilir.
Keyif aldığınız aktivitelerle meşgul olun: Hobilerinizi ve hoşunuza giden diğer aktiviteleri takip etmek dikkatinizi dağıtabilir ve daha olumlu hissetmenize yardımcı olabilir.
Stres yönetimi tekniklerini uygulayın: Nefes alırken kalbimiz hızlanır, verirken ise yavaşlar. Nefesi verirken nefes hızının uzatılması kalp hızını yavaşlatır. Böylelikle beynimize güvendeyiz mesajını iletebiliriz.
Madde kötüye kullanımından kaçının: Alkol ve uyuşturucu kullanımı gibi madde kötüye kullanımı, stres ve travma semptomlarını artırabilir ve bundan kaçınılmalıdır.