HABER MERKEZİ
Antik dünyanın yedi harikasından biri olan Rodos Heykeli, M.Ö. 280 yılında, Ege’nin incisi olarak bilinen antik Yunan’ın Rodos adasında inşa edildi. Bu heykel, bir sanat eseri olmanın ötesinde, adanın yakın tarihte elde ettiği askeri zaferin bir sembolü olarak inşa edilmişti. Rodos, Makedonya’nın güçlü askeri lideri Demetrius Poliocretes’in saldırılarına karşı koyarak hem stratejik zekasını hem de askeri gücünü ortaya koydu. Demetrius, deniz kuvvetleri ve kara ordusuyla birlikte Rodos’u kuşatma altına almış, adayı teslim almaya çalışmıştı. Ancak Rodos, bu kuşatmayı kırarak sadece bağımsızlığını korumakla kalmadı, aynı zamanda tüm Ege’ye direncini ve cesaretini dünyaya ilan etti. İşte bu zaferin anısına, adanın gösterdiği direncin ve Poliocretes karşısında kazandığı zorlu özgürlüğün gururlu bir sembolü olarak Colossus heykeli inşa edildi. Bu heykel, kısa süre içerisinde sadece Ege’nin değil, tüm antik dünyanın bir simgesi haline geldi ve Rodos sakinleri “Colossaeans” olarak anılmaya başlandı. Bu, onların bu büyük başarısının bir sembolüydü.
RODOS HEYKELİ’NİN İNŞA SÜRECİ
Rodos Heykeli’ni inşa etme görevi, ünlü heykeltıraş Lysippus’un öğrencisi olan Chares of Lindos’a verildi. Heykelin inşaatı M.Ö. 292’de başladı ve birkaç yıl sürdü. Heykel, yatay kesitler olarak parça parça döküldü ve her kesit, denge ve destek sağlamak için molozla kaplandı. İç yapısı, dıştaki bronz kabuğu desteklemek için titizlikle bir araya getirilen demir ve taş karışımından oluşuyordu. İnşasındaki ustalık ve detaylara verilen önem, antik Yunanlıların beceri ve zanaat ustalığının bir göstergesiydi. Ancak, Rodos Heykeli’nin tam görünümü hala spekülasyon konusudur. Heykelin, güçlü bir pozla güneş tanrısı Helios’u tasvir ettiğine inanılmaktadır. Rodos para biriminde bize heykelin bir taç ve bronz veya gümüş alevlerle süslenmiş dalgalı saçlarla tasvir edildiğini göstermektedir. Heykelin yüzü ve başı, dönemden kalan eserler sayesinde daha iyi bilinmektedir.
RODOS HEYKELİ’NİN KONUMU: KİMSE BİLMİYOR!
Rodos Heykeli’nin, limanın içerisindeki konumu tam olarak bilinmemekle beraber, geçtiğimiz yıllarda tartışma yaratan bir konu olmuştur. En yaygın görüş, heykelin marinanın her iki tarafının kenarları arasına yerleştirildiği ve teknelerin girişte bacaklarının arasından geçtiği yönündedir. Bu düşünce, Rodos Heykeli’nin birçok popüler çizimlerinde desteklenmektedir. Ancak yeni bulguların ardından bu görüş, arkeologlar tarafından sorgulanmaktadır. Şimdi birçok önde gelen tarihçi ve arkeolog, heykelin ya Mandraki limanının doğu ucunda ya da liman girişini gören daha iç bölgelerde yer aldığına inanmaktadır. Gerçek konumu ne olursa olsun, Rodos Heykeli’nin adanın üzerinde nefes kesen bir varlığı olduğu kesindir.
BİR EFSANENİN SONU: RODOS HEYKELİ’NİN DÜŞÜŞÜ
Rodos Heykeli, M.Ö. 226 yılında adayı vuran devasa bir depremin etkisine dayanamayıp yıkıldı. Depremin etkisiyle diz bölgesinden zayıflayan heykel, doğanın şiddetli gücü karşısında dayanamayarak yıkıldı. Parçalara ayrılmış olsa da yıkık durumda bile insanların hayranlığını ve ilgisini üzerinde toplamayı sürdürdü. Rodos halkı, bir kâhinin öğüdünü dikkate alarak, bu ilahi iradeye saygı gösterip heykeli yeniden inşa etmemeyi tercih etti. Günümüzde, Rodos Heykeli fiziksel olarak tarihe karışmış olsa da onun tarihsel değeri, kültürel mirası ve önemi, onun grandiyöz yapısını takdir eden herkesin kalbinde ve zihninde yaşamaya devam ediyor. Antik Yunan’ın harikalarını yakından incelemek isteyen tarih meraklıları için Rodos’a yapılacak bir ziyaret, geçmişin zengin tarihini ve mimari başyapıtlarını deneyimleme açısından eşsiz bir fırsattır. Antik medeniyetlerin izinde yürürken, Antik Dünya’nın Yedi Harikasından bu olağanüstü eserin kalıntılarına hayran kalmamak mümkün değildir.