Oralara gitmeye can atıyoruz

2009-2010 Eğitim ve Öğretim Yılında karne dağıtım günü Burhaniye Bahçeşehir Koleji’nde öğrencilerle söyleşip kitaplarımı imzaladım. Tatillerde zamanı değerlendirmenin önemini vurguladım. Öğrencilere, tatillerde kuşkusuz dinleneceğiz. Yorulan bireylerin en büyük özlemidir tatiller. Yapmamız gereken bir şey daha var, o da kitap okumaktır. Kum, deniz, güneş hepsi güzel, kitabın büyülü dünyasında yeni dünyalara yelken açmak hepsinden daha güzel, diye konuştum. Okul Müdürü Raci Kuşoğlu, okul olarak bilime, sanata, eğitime, kültüre verdiğimiz önem ortada. 2009-2010 Eğitim ve Öğretim yılının son günü öğrencilerimizle birlikte olan Yazar Savaş Ünlü’ye çok teşekkür ediyorum. Öğrencilerimiz aldıkları kitaplarla kendilerini ödüllendirdiler, dedi.

Burhaniye, bizlere hem çok yakın hem de çok uzak. Nedense Ege’nin kuzeyi uzak kalıyor bizler için. Ayvalık da öyle, Çandarlı da öyle. Burnumuzun dibindeki Foça’ya gitmek bile istemiyoruz. Daha çok İzmir’in güney tarafları ilgi çekiyor. Daha kalabalık, daha uzak olmalarına karşın Çeşme, Kuşadası gözde yerler olarak biliniyor. Herkes de soluğu orada alıyor. Sakinliği pek istemiyoruz. Kalabalık bizler için daha ön planda oluyor. Oralara gitmeye can atıyoruz. Oysa İzmir’in kuzeyi tatil için arayıp da bulamayacağımız yerler.

Burhaniye Bahçeşehir Koleji’ne davet edilmemi Türk Kolejinden öğrencim olan Filiz Korutürk sağlamıştı. Okullarına gitmemi çok istiyordu. Gün bulmakta zorlandık. Filiz’le bir yıl aynı okulda da çalıştık. Sonra kendi memleketi Burhaniye’ye gitmeyi uygun buldu. Görüşmelerimiz hiç bitmedi. Ne olsa danışır, öğretmen öğrenci dostluğumuz eskiden olduğu gibi sürer gider. Okulda beni görünce duyduğu sevinç çocukları kıskandıracak nitelikteydi. Öğrencilerine, okuldaki öğretmen arkadaşlarına beni tanıştırırken onur duyuyordu. Kuşkusuz ben de Filiz öğrencim olduğu için aynı onur ve gururu duyuyordum.

Okulda başka bir sürprizle karşılaştım. 25 yıl öncesinden arkadaşım Handan Çalık da okulda öğretmenmiş. Sakarya Karasu’da beraberdik. Eşi Necdet Çalık’la aynı okuldaydık. Bakıyorsunuz nereden nereye? Yıllar önceki arkadaşım, eski okulumdaki öğrencim, geçen yıllarda aynı okulda çalışma güzelliğini yakaladığım Filiz Korutürk. Bir anılar denizindeydik işte o an. Necdet’le de telefonda konuştuk. Karasu ilçesinin sakinliği, okuldan çıkınca tüm ilçeyi kaplayan ızgara hamsi kokusu, ormanda gittiğimiz balık avları, kestane toplamak için dağ başlarına dek yürüyüşlerimiz geldi önümüze serildi. Arkadaşlar, dostlar, öğrencilerimiz bizlerle birlikteydi. Nereden nereye gelmiştik.

Bahçeşehir Kolejleri her yerde aynıydı. Eğitim ve öğretimden ödün vermeyen yapısı, kaliteli eğitime bakışıyla günümüz eğitimde adını ön sıralara yazdırmıştı. Gittiğim tüm Bahçeşehir Kolejleri’nde aynı özelliği yakalıyordum. Bir eğitimci olarak bunlar beni fazlasıyla mutlu ediyordu. Eğitimde pardon, özür dilerim, kuralı geçerli olmadığından bir saniyelik kayıp çok şeyi alıp götürüyordu. İstanbul Genel Merkez’de tanıdığım kişilere bakınca hepsi de eğitime gönül vermiş, çağın ötesine geçmiş kişilerdi. Genel Müdür Yardımcısı Demet Köklü, oturup eğitim üzerine konuşmaktan mutluluk duyacağınız birisidir. Bir Behçet Yavuz, aynı görevi üstlenmiştir. İzmir’de eğitime kazandırdıklarına dört yıl yanında çalışmış biri olarak yakından tanığım. Okulun genel merkezindeki tüm görevli arkadaşlar donanımlı kişiler, onlarla çalışmak gerçekten mutluluk verir insana…

Burhaniye’deki imza ve söyleşim bitti. Öğle yemeğinden sonra okulun bahçesinde ağaçlar altında söyleşimiz sürdü. Filiz, gitmeyin öğretmenim konuğumuz olun, dese de kalamazdım. Okulun ilgisi, Okul Müdürü Raci Kuşoğlu’nun içtenliği unutulur gibi değildi.

Geçmişe gidip geldiğim bu imza gününde öğrencim, meslektaşım Filiz Korutürk’e gönülden teşekkürü bir değil, bin borç bildim. Düşündüm de ne güzel öğrencilerim olmuş, ne güzel çocuklarla aynı okulu, aynı sınıfı paylaşmışız. Onlarla her zaman onur duyduğumu çok iyi bilir öğrencilerim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir