Ölüm bile onları birbirinden ayıramadı…

Dostumuz, eşimiz, babamız, kardeşimiz, ağabeyimiz Nihat Aslanyürek ve Mehmet Ali Akyüz’ü ailesi ve dostlarıyla 13 Kasım 2021 tarihinde Akdeniz Mahallesi Defne Kültür Evi’nde Kültür Kentleri Birliği üyeleri dostlarımızla Defne Belediyesinin katkılarıyla anmıştık. Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel Bey’e, özel kalem müdürü Şevlade Uzun Hanımefendi’ye ve Turgut Nurlu dostuma bir kez daha teşekkür ediyorum.

Aramızdan ayrıldıkları 11 ve 13 Kasım 2020 tarihlerindeki ölüm yoğunluğu gibi bugünlerde de maalesef ölüm haberlerini çok duyuyoruz. Tek tesellimiz aşılı olanların biraz daha şanslı olmalarıdır.

Ölüm bile onları birbirinden ayıramadı. Bir insanın kendini anlatması ne kadar zor ise, sevgili dostum Mehmet Ali Akyüz’ü, kıymetli ağabeyim Nihat Aslanyürek’i anlatmak da o kadar zordur.

Daha ne çok şey vardı paylaşacak kinsiz, karşılıksız, sevgi dolu… Her şey yarım kaldı. Yoklukları, gün geçtikçe sızısı artan, asla iyileşmeyecek bir yaradır… Ah Mehmet Ali dostum… Ah be güzel kardeşim… Sen küçücük bir zerreye teslim olacak adam mıydın… Nihat Aslanyürek Ağabeyim, nasıl bir his doğdu ki yüreğine, ansızın arkadaşının yanına gittin. Özlenmektesiniz, hem de çokkkk…

Dürüst, hümanist, bilgi birikimleriyle insanlığa ışık tutan iki güzel insan bu kadar erken gitmemeliydi. Her iki dostum, ağabeyim Nihat Aslanyürek ve Mehmet Ali Akyüz’le o kadar çok anılarım, anılarımız var ki… Bir tanesini siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum; Mehmet Ali Akyüz dostum işinden dolayı Serinyol’da ikamet ediyordu… Hiç üşenmezdi, tez canlıydı, güleçti, iyi bir dosttu. Çay, kahve, yemek hep bahaneydi onun için. Asıl olan, doyumsuz sohbeti ve dostluğuydu… Bir akşam üstü telefonum çaldı;

Nebih, seni alıp Harbiye’de lahmi lavarka yiyelim mi?

Olur, yanına da birer pişmiş patlıcan harika gider dedim.

Patlıcan mı? diye sordu şaşırarak…

Mavi renkli motosiklet bakkalın önünde yoktu. Nihat abiyi hemen aramıştık. Bekliyoruz demiştik.

Nihat abi, kâğıt kebap muhabbetimize 150 gram tuzsuz olanıyla katılırdı ki, çoğu zaman o kebabı bitirmek bize kalırdı…

Daha sonraki kâğıt kebap yemelerimizde patlıcanlar ikişer ikişer olmaya başlamıştı…

Birbirini çok seven iki kuzen, arkadaş, kardeş… Bu dünyada mümkün olan her fırsatta hep beraberdiler… Birlikte gittiler ve şimdi eminim yine bir aradalar… Hepimiz bir aradayız, ne güzel. Yazdıkları eserleriyle, anılarıyla hep yanımızdalar. Onlar ışığa gittiler… Işık her yerde… Ruhları şad olsun.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir