Ne yaparsam yapayım sonuçta hiçbir şey fark etmiyor.”
“Yapamayacağım.”
“Hangi işim düzgün gitti ki bu gitsin!”
“Konuşsam da beni anlamayacak.”
“Sınavda iyi not alamadım, çalışsam da başarılı olamayacağım”
Size de tanıdık geldi mi bu cümleler?
Bizler çeşitli stres verici durumla karşılaştıktan sonra durumu kontrol edemeyeceğimize ya da değiştiremeyeceğimize inanabiliriz. Bu yüzden de kontrol etme ve değiştirme fırsatımız ve yeterliliğimiz olsa dahi değiştirmeyi denemeyiz. İşte psikoloji terminolojisinde buna öğrenilmiş çaresizlik denir.
İlk olarak Seligman bu kavramı ortaya atıyor. Üç grup köpekle bir deney yapıyorlar. İlk gruba şok veriyorlar ama kaçma şansı vermiyorlar. İkinci gruba şok veriyorlar ama kaçma pedalı da koyuyorlar. Üçüncü gruba ise şok verilmiyor. İkinci kere aynı deney yapılıyor bu sefer ilk gruba kaçma şansı verilse de çok az köpek kaçıyor. Şok verilmeyen grup ise şoktan kaçıyor.
Bu durum önceki yaşantıların ve deneyimlerin sonraki davranışlarımızı nasıl şekillendirdiğine güzel bir örnek doğrusu.
Bu durum hayvanat bahçesindeki çoğu hayvanın eğitimde de görülüyor.Karnaval ve sirklerde da çaresizliğe zorlanan onlarca hayvan görmek çok olası..
Bir köpekbalığı ile bir küçük balığı bir kafeste araya cam bölme koyarak bırakıyorlar. İlk başta köpek balığı çok kere küçük balığı yemeğe yelteniyor ancak sonra pes esiyor ve cam bölme kaldırılsa da köpek balığı artık yemeğe çabalamıyor.
Aynı durum insanlarda da görülüyor. Ders çalışmada, sınavlarda, azim gerektiren işlerde, akademik ve ticari işlerde.
Elbette olumsuz sonuçlar olacak başta, engeller çıkacak önemli olan pes etmemek, atılgan kalmak, aktif olmak…
Çaresiz değilsiniz, Çare sizsiniz.