ÖZKAN BAKKAYLI
Antakya Gazipaşa İş Hanı ve Kurşunlu Han’da atölyesi bulunan üç çocuk annesi Emel Temizkan, ananesinden öğrendiği mesleği üçüncü kuşak olarak devam ettiriyor.
Antakya’da buğday saplarından sepet ve benzeri ürün tasarımı yaptığını aktaran Emel Temizkan, tasarımlarını EXPO sanat sokağında sergilemeye başladığını söyledi.
Üçüncü kuşak olarak devam ettirdiği sepet örme sanatını EXPO’ya taşıyan Temizkan, “Kültür sanat sokağında atölyem var. Orada yapmış olduğum ürünler çok ilgi çekti beğeni topladı ve bu durum beni çok mutlu etti. Çünkü bu sanatı yeniden gündeme getirmek çok güzel bir duygu oldu. Her gelen misafir ananemin, babaannemin yaptığı şeyler diyor ve atölyenin ayrı bir kokusu olduğunu söylüyor. Buğday kokuları misafirleri çocukluk anılarına alıyor. Ayrıca ürünlerimiz yurt dışına gitti ve şehir dışından da sipariş üzerine ürün gönderiyoruz. Umarım sepet örücülüğü sanatı daha çok yere ulaşır ve bu yenlikler fark edilir. Yurt içi ve yurt dışı festivallerde sanatımız tanıtılır. Herkes bilsin ve gençlere ulaştırabilelim” dedi.
EXPO öncesinde kursiyerlerinin de olduğunu belirten Temizkan, ilerleyen süreçte yeniden eğitim vereceğini söyledi. Sanatını severek yaptığını aktarırken, sanatı devam ettirebilmek için en önemli şeyin aşk ve sabır olduğu vurgusunu da yaptı.
Sepet örgü sanatına başlama hikayesini gazetemiz muhabirine anlatan Temizkan, “Küçük yaşlarda ananem ile buğday saplarından tepsiler, sepetler işlerdik. Daha sonra İskenderun Üniversitesinde bölümünü okudum. İlk işim takı tasarımıydı. Daha sonra buğdayla tanıştım. Bir dersim vardı ve buğday sapları ile ilgili teknik öğreneceğiz. Derste sadece başağın sapları lazım, tomurcukları atılacak. Bende atmayın değerlendiririm dedim ve yeni ile eskiyi bir araya getirme serüvenim yeniden başladı. Başka yörelerden öğrendiğim işleme tarzlarını okulda öğrendiğim eğitimle harmanlayıp değişik ürünler çıkarmaya başladım” dedi.
“TOHOMUNDAN, SATIŞINA KADAR EMEĞİMİZ VAR”
Buğday üreten Temizkan, “Buğdayımızı kendimiz üretiyoruz ve bakımını bizler yapıyoruz. Hasat zamanı bizzat üretim yerine gidip başakları topluyorum. Daha sonra tasarım aşamasını yapıyor ve satışa hazır hale getiriyorum. Festivaller olsun sergiler olsun katıldığım zaman beni görenler genç yaşta bu sanatı yaptığım için şaşırıyorlar. Fakat bu yaşta bu işleri yapabiliyor olmak benim için şans” diyerek konuşmasını tamamladı.