Gizem Yüce Yaradan’ın en önemli erdemidir. O kendine ait ip uçlarını kainata serpiştirmiş. Ancak. Bu ip uçları kesin olmayan, delliller taşımayan, tanıklık etmeyen, yargısız, bilinmez, algılanamaz biçimsiz ve formsuzdur. Biz insanlar bu dünyada bir bilinmeze doğduk. Kendimiz dışında hiçbir varlığın canlının sesini duymuyoruz. Oysa onlar kendi aralarında muazzam şekilde konuşuyorlar. Hiçbir şeyden haberimiz yok, oysa onlar kendi aralarında sürekli iletişimde. İşte insandan alınan özelliklerden biri bu.
Bunun nedeni, bilinmezin içinde iken güvenmek ve itimat etmek. Bulunmazın içinde yönelmek. Belirsizliğin içinde inanmak. Ve inancımızı iman boyutuna taşımak. Sonraki aşama imanı iman üstü iman boyutuna taşıyabilmek. Bunlar aşama aşama. Şimdi inancın en zirvesindeyiz. Lakin henüz tam iman oluşmadı.
Bizlerin peygamber, arif, veli, bilge olarak tanımladığımız bu kişiler kimler. Onlar da bizim gibi insanlar. Ama nasıl insanlar.
Teslim olmuş insanlar. Neye teslim olmuşlar. Mevcut tüm itikadlara ayrımsız. Yani inançların hepsine. Ve olup bitenin nötr haline ulaşabilmiş kişiler. Nötr hali bir teslimiyettir, asla başıboşluk keyif çatmak olanı seyretmek banane demek değil.
Tam tersi, mizansenlerin arka perdesini bilmek, olayların iç yüzünü çözmek, objelerin eşyaların maddenin amacını bilmek ve dünyada ne amaçla bedenlendiklerinin özüne ulaşmak. İşte nötr hali veliler, peygamberler, bilgeler, ariflere özge bir şey.
Rabbimiz gökyüzünden bakan göz değildir. O her birimizin gözlerinden madde alemini seyreden oluşumları özümseyendir. Aynada gözlerine baktığında kendi gözünü değil, Rabbinin seni izlediğini anladığın an iman etmeye bir adım yaklaşmış olacaksın.
Yürürken yere bastığında Rabbinin oradan seni izlediğini anladığında iman etmeye bir adım yaklaşmış olacaksın.
Ağaçtan sana seslendiğini, yapraktan sana fısıldadığını, bir böcekten sana işaret ettiğini anladığın an iman etmeye bir adım yaklaşmış olacaksın.
İşte o vakit her zerrede onu hissedeceksin. Ve var olan her şeye büyük saygın olacak. İşte bu büyük bir yakınlık. Zira O zaten diyor ben yakınım sen yaklaş. Yoksa tüm gün tekerleme halinde bilmediğin arapça kelimeleri tekrarlamak değil. Tüm insanların gözlerinden rabbinin baktığını bilmek ancak imandır.
Görmediğine inanan insan, ancak gördüğüne iman etmeye bir adım yaklaşmış olacaktır.