Elindeki son dilim ekmeği paylaştığın insanlar gönlündeki sevgiyi, kalbindeki merhameti tüketmeye başladı mı sol tarafın sızlamaya başlar. Görevinmiş gibi kol kanat gerdiğin insanlar bir an bile iyi misin deme lütfunu göstermek yerine, sürekli tüketmeye devam ediyorsa tam orada yüreğindeki acıların derinleştiğini ve ömrünün kısalmaya başladığını hissedersin. Yürek yakan davranışlar, küçük hesaplar insanın ömründen ömür çalar… Anlık duygu durumları değişen insanların hangi koşullarda sana ne kadar değer verdiğini bilmemek ayrı bir tedirginlik te yaratır. Peki, her şeyi paylaştığımız, tüm kötülüklerden sakındığımız insanların olumsuz tavırları bizleri daha çok incitmesi neyle ilgilidir? Ömrü boyunca kötülüklerden sıyrılıp temiz bir hayat yaşamanın güç ve onuru insanı yorar mı? Yaşam tecrübelerim der ki, sevdiğiniz insanların görmek istemediğiniz olumsuz davranışları sizi yormaya başladı mı, sorgulama adımlarını atmanız gerektiğine işarettir. Bütün bu hisler yakın zamanda en çok sakındığınız insanların sizin yüreğinizden bir parça alacağına dair ipuçlarıdır. Hayati paylaşımlarımızın daha çok olduğu insanlara karşı hassasiyetiniz doruklarda iken, hatalarını görmek kadar, kabul etme şansınız da azalıyor. Yüreğimizi parçalayan duygu durumları en çok böyle durumlarda gelişiyor. Sevdikleriniz sizi incitir, kalbinizde onulmaz yaralar açar da siz kendi kabuğunuza çekilmeye devam edersiniz. Oysa tam bu noktada tüm ilişkilerinizi güncelleme ihtiyacı duymalısınız. O ana kadar hayatınıza aldığınız insanların yarattığı yorgunluklar size bir şeyler hatırlatmalıdır. Yüreğinizin acıması arınma ihtiyacından kaynaklanır. Ama bunu yapamazsınız. Hiçbir kötülük size bu kadar ağır gelmediği halde o insana ya da insanlara kıyamazsınız. Ve kaybetmeye devam edersiniz. Nankörlük denen kavramın sözlükteki karşılığını yaşamaya devam edersiniz. Kendisine yapılan iyiliğin değerini bilmeyenler yüreğinizi acıtmaya devam eder… Dünya bu insanlarla doludur. Görmek acıtsa da bizler nankörlerin dünyasında kalbi yem olan insanlarız.