Mucize-vi İyileşme Mümkün MEB’in ders kitaplarında

Biliyorsunuz, bu sene, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde, Sağlık Hizmetleri Alanında okuyan öğrencilere okutulmak üzere hazırlanan “Sağlık Hizmetlerinde İletişim” adlı ders kitabında iki yazıma tam sayfa yer verildi. Bunlardan biri “Her Zaman Bir yol Var” başlığını taşıyor. Bugün sizinle bu yazıyı paylaşıyorum. Ayrıca holistik iyileşme hikayemi anlattığım, Mucize-vi İyileşme Mümkün adlı kitabımın, aynı ders kitabının kaynakçasına eklenerek bakanlığın araştırma arşivine dahil edildiğini gururla bildirmek isterim.

Hepinizi SEVGİyle kucaklıyorum.

HER ZAMAN BİR YOL VAR

En etkileyici anlatı, yaşanmışlıklardan damıtılandır. Ben bu satırlarda kişisel iyileşme hikayemden bir kesit paylaşmak istiyorum.

Pek çok hastalık yanı sıra genetik, ilerleyen ve körlükle sonuçlanması muhtemel bir göz rahatsızlığı olan Stargart hastasıydım. Çocukluğumdan beri süregelen kontrol-görme ölçümü kısır döngüsüne hapsolmuştu yaşamım. Göz doktoruma, “ne yapmam lazım?” Diye sorardım. Her seferinde de “hiçbir şey” yanıtını alırdım. Tıbben yapacak bir şey yokmuş. İlerlemeyi durdurmak mümkün değilmiş.

Depresyona girmiştim. Korku, gözyaşı ve keder yüklüydüm. On yıllar içerisinde çok sayıda doktor değiştirdim. Lakin farklı bir yaklaşıma denk gelemedim. Tüm doktorlar benim korkuma konuşmuşlardı. Bana söyledikleri her şeye inandım. Böylelikle her geçen gün daha da kötüleştim.

Ta ki, içsel güce inanan farklı bir doktor, ışığı işaret edinceye kadar…

Tıp doktoru olan kardeşim bana, “hücrelerinle konuş” diyerek, içimdeki potansiyeli harekete geçirmişti. Sevgi ve şefkat dolu bir ses tonuyla verdiği mesaj netti; “Bugünkü tıbbi bilgimizle bu hastalığı tedavi edemiyor olabiliriz. Ama sen bunu yapabilirsin. Ben doktor olarak çaresizlik diye bir şeyi kabul etmiyorum. Her zaman bir yol var.”

Aradığım cevap buydu. O andan itibaren korkunun yerine sevgiyi seçmiştim. Kendi sağlığımın sorumluluğunu üzerime aldım. Yapabilirim, dedim ve içimdeki ışığı yaktım. İnancın ve sevginin gücünü kullandım. Bu sayede kendimi ve bedenimi sevmeyi öğrenerek, hastalığımı önce durdurdum sonra da iyileştirmeye başladım.

Evet. Mucizemin adı sevgi idi. Sevgi bilinen en etkili ilaçtır. Sevgi iyileştirir. Demem odur ki, iç ve dış telkin, kişinin sağlık yaratmada ve yaşamını iyileştirmede önemli bir basamak olabileceği gibi olumsuz anlamda kullanıldığında ise acı, hastalık ve hatta daha da trajik sonuçlara yol açabilir.

Sağlıkta iletişim insan yaşamını bire bir etkilediğinden, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir alan. Hastalarla sevgi temelinde konuşulmalı ve yapılabilecek hiçbir şey olmadığının düşünüldüğü anlarda bile yıkıcı telkinlerde bulunulmamalı. Şu bir gerçek ki, insan neye inanırsa hayatında onu yaratır.

Karanlıktan aydınlığa; her zaman bir yol var.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir