Ben, bela, musibet, cehennem nasıl bir şeydir merak etmedim, yaşadım. Bir insanın başına gelebilecek en fenası nedir, diye sormadım, hepsini deneyimledim. Sırasını beklemeden, çoğu kez bir kaçı birden geldi… Bu yüzden ben artık cennete mi yoksa cehenneme mi giderim diye merak etmiyorum.
Sözel, duygusal, ekonomik, cinsel, fiziksel… Şiddetin her türlüsüne maruz kaldım. Ne varsa payıma düşen, ziyadesiyle aldım. Ama delirmedim. Katil olmadım. İntihar etmedim. Aksine, her yakıldığımda zümrüdü anka kuşu misali kendimi külümden yeniden yarattım.
Şu an, geçmişe sevgiyle bakabilmeyi öğrenmişken diyebilirim ki, bazen başımıza bir şey gelir ve biz onu felaket olarak adlandırırız. Olan her ne ise yaşandığı anda öyle sanırız. Aslında bu türden deneyimlerin bizlere yepyeni bir hayatın kapılarını açtığını sonraları anlıyoruz.
Ben bugün neyi öğrenmiş ve neyi başarmışsam bunu geçmişte felaket olarak algıladığım deneyimlere borçluyum.
Artık biliyorum, tüm o deneyimler benim öğretmenimdi. Onlardan çok şey öğrendim. Öğrenme süreci sonsuzdur. Nefes aldığımız sürece deneyimlediklerimizden yeni bilgiler ediniriz. Bu yüzden tamamlanmış bir insan olmadığımı biliyorum.
Ben, BURADA VE ŞİMDİ, cehennem sıcağından damıtılmış bir bilgelikle kendimin yarattığı bir cennette yaşıyorum. Sükûnet, sabır, bilgelik, pozitif düşünceler, huzur ve SAF SEVGİyle dolu bir yaşam… Artık hiçbir şey beni huzursuz etmiyor. Yaşam felsefemin parolası: Bırak, gitsin!
‘Olan her ne ise, içten dışa kuralı işlemektedir.’ Ne yaşıyorsak iç dünyamızın dışarıya yansıması sonucu meydana gelen şeylerdir. Yaşam çoğunuzun sandığından çok daha basit; ne ekersen onu biçersin, kuralı hayatın anayasasının birinci maddesidir ve her durumda işlemektedir.
Geçmiş yaşanmışlıklarını düşünüp düşünüp sürekli kendine acıyan biriydim. Kişisel doyumsuzluk içerisindeydim. Her fırsatta ağlardım ve hüzün bulutunda boğulmayı severdim. Tüm bu düşünce ve duyguların bana bir katkısı olmadığını ve rahatsızlıklarımı kötüleştirmekten başka bir işe yaramadıklarını holistik öğreti sayesinde öğrendim.
Aile Dizimi, Zihin bilimi, Yaşam Koçluğu, Nefes Koçluğu, EFT, spiritüalizm, metafizik, inanç biyolojisi, nefes teknikleri, hipnomeditasyon, bireysel gelişim… O kadar çok okudum, o kadar çok eğitim aldım ki artık neyi nereden öğrendim, bilemiyorum.
Bütün bu bilgiler ışığında diyebilirim ki, Holistik (bütünsel) iyileşme öğretisi benim kurtuluşum oldu. Zihinsel/ruhsal/bedensel; ilk defa kendimi BÜTÜN ve TAM hissediyorum.
Uygulamalı seanslarımızda danışanlarımızla bu vb. teknikleri kullanarak, yaşamları dönüştürmeye devam ediyoruz.
Yaşamsal hedefimiz kalıcı bir iyilik hali yaratmak ise;
Negatif enerji dışarı. Sadece pozitif enerjiyi bedenimize ve hayatımıza kabul ediyoruz.
Yaşadığımız hiçbir deneyim tesadüfen başımıza gelen şey değildir. Tesadüf denen bir şey yoktur. Ne yaşıyorsak inanç sistemimizle onu kendimize biz çekiyoruz. Başımıza gelen her şeyde yaptığımız ya da yapmadıklarımızın payı var.
Tekrarla; ne ekersen, onu biçersin. Salatalık ekersek domates elde etme şansımız yok. SAĞLIK ekersek sağlık biçeriz. Bu kadar basit.
SİZİ SEVİYORUM