Korku ve kaygı kardeşler…

Sanırım son zamanlarda insanların içini bürüyen ve bir türlü bırakmayan iki duygu diyebilirim ‘Korku ve Kaygı’ kardeşler için.
Korku ve kaygı; Birbirine çok benzeyen fakat birbirinden farklı iki duygudur. Sözünü ettiğim duygulardan biri somut, öteki ise soyuttur.
Örnekle anlatmak daha doğru ve kolay olacaktır.
“Aniden karşına köpek çıkması ve senin refleks olarak bağırman veya tepki göstermen korkudur. Bu somut bir davranıştır. Biz bunu görebiliriz. Fakat sınava girecek olman veya olmasını istediğin bir durum için içinde oluşan duygu ise kaygıdır. Bu durumu dışardan başka bir göz göremez ve somuttur. Bunu sadece sen hissedebilirsin”
Ve hepimiz bu duyguları çok yakından tanıyoruz.
Öyle değil mi?
Özelikle üniversiteye başlayacak ve üniversiteyi bitirecek gençler için bu durum biraz daha üst seviyelerde.
***
Bu duygular ne yazık ki dünyamızın en büyük sorunu haline gelmeye başladı. Çok sayıda kişi mutlu değil ve bu duyguları sıklıkla yaşıyor. Ve bu olumsuz durumu gidermek için sıklıkla aktivite yapmanın faydalı olacağını düşünüyorum.
Yaz aylarına girdiğimiz bu günlerde sanki daha fazla kaygı ve stresi bünyemizde taşımaya başladık. Bunları gidermek için bizleri mutlu edecek, biraz olsun içimizi ve ruhumuzu rahatlatacak aktiviteler iyi olur; kitap okumak, film izlemek, kahve içmek, spor yapmak… ve sizi ne rahatlatıyorsa bu yelpaze sizin isteğiniz doğrultusunda genişletilebilir.
Çünkü zor dönemlerden geçtik ve geçmeye de devam ediyoruz.
Önce bizleri etkileyen pandemi koşulları, ardından yaşanan ekonomik sıkıntılar, gündelik yaşamımızda yaşadığımız fiziksel sorunlar ve kısacası mental olarak çöküntüye neden olmuş birçok şey.
Küresel salgın döneminde belki de bir çoğumuz en yakınını kaybetti. O kapalı kalma korkusu ve kaygısı daha fazla gün yüzüne çıkmaya başladı. Ve dahası yaşadığımız ekonomik sorun bu kaygıları iyice içimize yerleştirdi. Adeta hayatımızın bir parçası oldu…
Bundan bir an önce kurtulmamız lazım. Ama öyle ama böyle… Bir şekilde eski enerjik, umutlu ve mutlu günlere dönmemiz gerekiyor. Yoksa hayatımızın en güzel günlerinin ellerimizden kayıp gitmesini izleyeceğiz… Hatta izliyoruz…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir