Halk arasında “kalın bağırsak” olarak bilinen ve sindirim sisteminin en son kısmında yer alan bölgede gelişen bir hastalık olan kolon kanseri, yaşamı boyunca her 20 kişiden 1’inde görülmektedir.
Kolon ve rektum, sindirim sisteminin birer parçasıdır. Kalın bağırsak, ince bağırsaktan sonra gelen organlardır ve ortalama 1,5 m uzunluğundadır.
2017 yılı Türkiye Kanser İstatistikleri verilerine göre kolon kanseri erkeklerde en sık görülen kanser sıralamasında hem Türkiye’de hem dünyada 3. sırada yer alırken kadınlarda bu değer dünyada 2, Türkiye’de 3. Sırada yer alıyor.
Ülkemizde de çok sık görülen bu kanser türüne, genellikle yanlış beslenme alışkanlıkları, alkol ve sigara kullanımı neden oluyor. Ancak beslenme düzenine dikkat edildiğinde kolon kanserine savaş açılabiliyor.
Serbest radikalleri hızla vücuttan uzaklaştırmasıyla bilinen su, aynı zamanda kanser önleyici etkiye de sahiptir. Bu maddeler böbreklerden idrarla, deriden terle, bağırsaklardan dışkı yoluyla atılır. Bu nedenle her gün günde en az 2-2,5 litre su tüketilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
↘️Bol posalı beslenmeye özen gösterin
Kanserler üzerine yapılan araştırmalar, az posalı gıda tüketen toplumlarda kolon ve rektum kanserlerinin daha yaygın olarak görüldüğünü ortaya çıkarmıştır. Yüksek posalı besinler, daha hacimli atık maddesi oluşturarak kanser yapıcı maddelerin hızla dışkıyla atılmasını sağlar ve kanser riskini azaltır. Bu nedenle kolon kanserine karşı bol posalı besinler tüketmeye özen gösterilmelidir.
↘️Kırmızı et tüketimini sınırlandırıp, işlenmiş et ürünlerinden uzak durun
Fazla kırmızı et tüketimi kolon kanseri riskini tetikliyor. Çünkü fazla kırmızı et tüketimi, kanserojen heterosiklik aminlerin ve nitrozaminlerin oluşumuna zemin hazırlayarak kansere yol açabiliyor.Ayrıca günümüzde salam, sosis ve sucuk gibi işlenmiş et ürünlerinden de kesinlikle uzak durulması gerekiyor. Ayrıca mangalda yakılarak pişirilen etlerinde önemli bir kansorojen olduğu unutulmamalıdır.
↘️Meyve ve sebze tüketmeyi ihmal etmeyin
Yüksek kalori içeren karbonhidratlarla beslenmenin yanı sıra yetersiz meyve sebze tüketimi de kanserojen özellikteki nitratın nitrite dönüşümüne yol açabilir. Bu dönüşüm ise kanseri tetikleyebilir.
↘️Antibiyotik kullanımına dikkat
Bağırsak floranın kötüleşmesi, kolon kanserini arttıran faktörler arasında. Uzun dönem gereğinden fazla antibiyotik tüketimi ise bu iyi bağırsak bakterilerinin yok olmasına ve bu sebeple bağırsak sağlığının tehlikeye girmesine sebep. Uzun dönemde fazla miktarda antibiyotik kullanımı, bireylerde kolon kanseri riskini arttırıyor.
↘️Probiyotik-prebiyotik takviyesi
Bağırsak florasının sağlıklı kalabilmesi için düzenli probiyotik/prebiyotik takviyesi yapılmalı. Araştırmalara göre probiyotik takviyesi bağırsak florasının iyileştirmeye yardımcı oluyor.
↘️Obezite bağırsakların en büyük düşmanı !!
Aşırı kilolu yada obez teşhisi konan kişiler önemli oranda kolon kanseri riski taşıyorlar. Kolon kanserinden korunabilmek için ideal ağırlığa ulaşılmalı ve bu ağırlık korunmalıdır. İdeal ağırlığa sahip olabilmek için ise gereken beslenme alışkanlıkları günlük yaşama uyarlanmalıdır.
↘️Omega 3 alımınızı arttırın
Yüksek antioksidan etkiye sahip omega 3, tümör oluşumunu engelleyici etkisi sayesinde kolon kanserine karşı da koruyucu etki taşıyor. Omega 3 balıklardan sağlayabileceğin gibi aynı zamanda dışarıdan takviye olarak da alınabilir.
↘️Kurkumin ve Slymarin
Zerdeçal içerisinde bulunan kurkumin adlı madde ile devedikeni içerisinde bulunan slymarinin, kansere karşı koruyucu etkiye sahip.