Diğer tüm canlılar gibi Kirpiler de soğuk havalarda donmamak için birbirine yakınlaşır.
Batan dikenleri farketmeleri ile birbirinden uzaklaşır.
Üşüyünce tekrar yakınlaşır…
Soğuktan donmakla batan dikenlerin acısı arasında yaşadıkları bu ikilem, aralarındaki mesafe, her iki acıya da tahammül edebilecekleri bir noktaya ulaşıncaya kadar sürer.
Ne çok uzak, ne çok yakın.
Alman filozof Arthur Schopenhauer’in “Kısa Felsefi Denemeler” eserinde bahsettiği bu kavram, insan ilişkilerini konu eden en önemli ikilem haline geldi.
Schopenhauer‘in kirpi ikilemine göre her ne kadar iyi niyetli olursanız olun;
Biriyle aranızda mesafe kurmaz ve gereğinden fazla fazla içli dışlı olursanız;
İstemeden de olsa o kişiyle çatışmaya ve birbirinize zarar vermeye başlarsınız.
Gereğinden fazla uzaklaştığınızda ise ilişkinin soğumasına veyahut sönmesine sebep olursunuz.
Sözün özü;
Tüm olay her ilişkide gerekli mesafeyi kurmakta ve doğru sınırı çizmekte bitiyor.
Canını yakmadan nefes alanını daraltmadan, sıkmadan bunaltmadan “Kişisel Saygı” çerçevesinde yaşanmalıdır her ilişki.