HABER MERKEZİ
Karamsar insanlar genellikle yaşadığı olayların çoğunlukla olumsuz taraflarına odaklanma eğiliminde olur.
Bu insanlar başlarına gelen olaylardan kendilerini sorumlu tutarlar. Yaşadıkları olumsuz bir olay karşısında kendilerinin bir kabahati olduğunu sıklıkla düşünerek mutsuzluk, hayal kırıklığı, çaresizlik gibi olumsuz duygular hisseder. Bunun yanı sıra yaşadıkları olayların uzun süre devam edeceğini, kalıcı olacağını, etkilerinin kaybolmayacağına inanma eğiliminde olurlar. Bir başka deyişle, herhangi bir olumsuzluk ile karşılaştıklarında bu durumun devam edeceğine inanırlar. Dolayısıyla bu olayların veya olayların yarattığı olumsuz etkilerin değişmeyeceğine dair inançları oldukça kuvvetlidir. Bu kişilerde, kendi sebep olduğunu düşündüğü olumsuz durum, ne yaparsa yapsın üstesinden gelemeyeceğine dair yoğun inanç, bu olumsuzluğun hayatın tamamını etkileyeceğine dair endişe vardır.
Karamsar insanlar bu temel özelliklerinden dolayı genellikle stres, kaygı ve üzüntü duygularını yoğun olarak yaşarlar.
Hepimizin geleceğe dair çeşitli hayalleri, fikirleri ve planları vardır. Hepimiz geleceğe dair zihinsel senaryolar üretir zamanımızın bir kısmını bunları düşünerek harcarız. Karamsar insanların geleceğe dair bu zihinsel senaryoları genellikle umutsuz, korkutucu ve olumsuzdur. Çünkü bu kişilerde olumsuzlukları düşünmeye alışmış olan zihin neyin yanlış gidebileceğini düşünme eğilimde olur. Gelecek hakkında olası felaket senaryolarını düşünmek için çok fazla bilişsel enerji harcayan bireylerin depresif belirtiler gösterme eğilimi de daha fazladır.
Olumsuz beklentiler, depresif belirtilerin birçoğu ile yakından ilişkilidir. Karamsar kişiler, gelecekte onları bekleyen olumsuz deneyimlerin varlığını sıklıkla düşündükleri için çaresizlik, umutsuzluk, endişe duygularını yoğun olarak yaşar, üstesinden gelmek için yetersiz olduğunu düşünür.
Karamsar Değil, Gerçekçi Olmak
Yaşanılan olaylar karşısında karamsar olmak yoğun olumsuz duygular hissetmemize sebep olurken olayları salt iyimser bir bakış açısı ile değerlendirmek olası riskleri göz ardı etmemize neden olabilir. Ayrıca yalnızca olumlu taraflarına odaklanılan bir olayda beklenilen sonuç elde edilemediği zaman hayal kırıklığı yaşanabilir. Bu sebeple, iyimserlik de karamsarlık da olması gerektiğinden daha yoğun olduğunda yaşamda işlevsel bir halde olmamızı engelleyebilir. Gerçekçi davranmak ve gerçekçi değerlendirmeler yapmak var olan şartları olumlu ve olumsuz sonuçları ile birlikte rasyonel bir şekilde ele alıp her iki tarafına da kendimizi hazırlıklı hale getirmemizi sağlar. Çünkü yaşanılan bir olay karşısında olumsuz tarafları görmek bizi olası hayal kırıklıklarından korumakla beraber olumsuzluğa dair çözüm üretmemize de olanak sağlar.
Benzer şekilde, yaşanılan bir olay karşısında olayın olumlu taraflarını görmek çaba gösterme karşısında motivasyon hissetmemizi ve kendimizi toparlayabilme gücünü arttırmamızı sağlar. Bu sebeplerden ötürü, sağlıklı değerlendirmeler için her iki bakış açısını da dengeli bir şekilde hayatımızda bulundurmak faydalıdır.
Gerçekçi bir yaklaşım, kişinin sorunlarının üstesinden gelmesi için bir çözüm üretmeye teşvik ederken karamsar bir yaklaşım ise çözümden daha uzak çaresizliği beraberinde getirebilir. Buna iş yerinde yapılacak olan zor bir mülakatı örnek verebiliriz.
Mülakatın çok zor koşulları olduğunu öğrenen ve daha karamsar düşünen bir kişi ne yaparsa yapsın mülakatta başarılı olamayacağını, çok çalışsa dahi mülakatın zorluğunun iyi bir sonucu elde etmesini engelleyeceğini düşünür. Fakat gerçekçi kişi, mülakatın zor olduğunu öğrendiğinde daha erken ve daha yoğun çalışması gerektiğini düşünerek bir çözüm yolu bulur kendine.
Neden Karamsar Biriyim?
Olaylara karşı bakış açımızdaki farklılıklar o olayları nasıl değerlendirdiğimiz ile ilgilidir. Yaşanılan olumsuz olayı, hedeflerine ulaşırken karşısına çıkan olağan bir engel olarak algılayan kişi karamsar bir çerçevede değerlendirmiyor. Yaşadığı olumsuzluğu istediği noktaya ulaşırken karşısına çıkan büyük bir engel ve aşılmaz bir sorun olarak gören kişi daha çok karamsar bir bakış açısı geliştirme eğiliminde oluyor.
Kısacası, karşılaşılan durumu nasıl algıladığımız o duruma verdiğimiz tepkiyi ve duygularımızı etkiliyor. Bu noktada, olaylar karşısında olumlu ve olumsuz bütün yönleri ele alan bir değerlendirme yapmak faydalı olabilir. Olumsuz gibi görünen bir durumdayken, bu konuda neyin iyi veya yararlı olduğunu bulmak oldukça zor görünebilir.
Baktığımız ve bulunduğumuz nokta olumsuzluklara odaklıyken olabilecek olumlu noktaları görmek zor olabilir. Fakat olumsuzlukların içindeyken tekrar olumsuzu düşünmek aslında yeniden aynı sorunu yaşamayı beraberinde getirir. Bu da sakinleşmemizi güçleştiren ve karamsarlığımızı besleyen bir sorun haline gelebilir.