Bazı kurumlar vardır ki tam anlamıyla eksiksizdir. Ciddidir, sevilir, güzelliklerin boy attığı yerlerdir. Böyle kurumlardan davet gelince, Orhan Veli’nin dizeleri gelir asılır belleğime: İki elin kanda olsa/ gel diyor telgrafın…
İşim olmasına karşın İhsan Doğramacı Vakfı Özel Bilkent İlköğretim Okulu’nun daveti beni bu yıl da onurlandırdı. Okul Müdürü Oya Kerman, sevgi dolu, okulu çok güzel yönetip yönlendiren bir eğitimci. Onu görünce sanki kendi okulumdaymışım, kendi yuvamdaymışım gibi içim huzurla doluyor.
Akşehir’den saat 02: 30 otobüsüne bindim. 8. Nasrettin Hoca ve Turizm Derneği Dayanışma Toplantınsa katılmıştım. Sabahın ilk ışıklarıyla Ankara il sınırları içindeydim. Çocukluğumun, öğrenciliğimin geçtiği güzel kent. Yılda bir iki kez görmeden yapamam.
Ankara’da beni okula götürecek olan Candan beyle telefonlaştık. Sakarya Caddesi’nin önünden alacaktı. Araba kısa sürede geldi. Arabada sevgili dostum Nurettin İğci de vardı. Şaka, gırgırla okula nasıl geldiğimizi anlayamadık. Konukseverlik kapıdan girince başladı. Tanıdık dostların güleç yüzüyle karşılaştık. Birkaç kez geldiğim için tanınıyordum. Sabah kahvaltısı için masa donatılmıştı. Atıştırıyor, Nurettin ile de atışıyorduk. Mizahi bir ortam kendiliğinden oluşuyordu.
Dosyalarımız dağıtıldı. Okulun demirbaşı sevgili öğretmenimiz Emin Özdemir, Fatih Erdoğan, Bilgin Adalı ve Işık Kansu da gelen konuklar arasındaydı. Okulun tatlı öğrencileri destansı bir program hazırlamışlardı. Danslar, oyunlar, müzik, bale usta sanatçılara taş çıkarırcasına sahnelendi. Halk oyunlarında nasıl da başarıyla becerilerini döktürdüler.
Sıra bize gelmişti. Emin Özdemir, Bilgin Adalı’yla birlikte söyleşimiz vardı. Çok akılcı sorularla söyleşimiz daha bir güzelleşti. Öğle yemeği molası verildi. Masamız Okul Müdürü Oya Kerman’la zenginleşti. Zevkli bir öğle yemeğinde buluşmuştuk. Okul gerçekten her yönüyle takdir ettiğim eğitim kurumlarının başında geliyor. Bu kurumu güzelleştiren çalışanlar, yöneticiler ve de dünya tatlısı öğrencileridir. Bu üçgen çıtayı yükseltmede büyük bir etkendir. Eğitim kurumlarının olmazsa olmazlarıdır bunlar.
Öğleden sonra da söyleşilerimiz, imzalarımız sürdü. Bu kez aramıza sevgili Işık Kansu katıldı. Işık Kansu’yla birçok etkinlikte birlikte olmuştuk. Kısa sürede de olsa özlem giderdik. Sağdan soldan konuştuk. Cumhuriyet Gazetesi’nin kuruluş yıldönümüydü. Ankara Bürosunun etkinliğine davet etti. Zamanım yoktu. Çıkışta hemen Amasya otobüsüne binmek zorundaydım. Son dakika çıkış kapısında yetişmiştim. Candan bey tüm yolları deneyip Nurettin ile beni otobüsümüze yetiştirmişti.
Öğrencilerle işimiz bitmişti. Öğretmenlerle söyleşimiz vardı. Salonda masalar hazırlandı. Yiyeceklerle donatıldı. Müzik, dans gösterisiyle başlamıştı etkinliğimiz. Güne katılanlara plaketler verildi. Masalara giderek söyleşiyorduk. Zevkli bir gün yaşamanın mutluluğu yetiyordu bizlere. Her şey çok güzeldi. Ayrılmak zordu ama gitmem gerektiğini çok iyi biliyordum.
Ankara Bilkent İlköğretim Okulunda uzun yıllar unutamayacağımız bir gün yaşamıştık. İçten davranışlar karşısında ne yapacağımızı şaşırmıştık. Oya Kerman, Ankara’ya yolunuz düşünce bekliyorum, diyordu. Bizlere gösterdiğiniz yakın ilgi nedeniyle başta Okul Müdürü Oya Kerman
Teşekkürler Oya Kerman ve Ankara Bilkent İlköğretim Okulu…