Hataylı Yazar Fama Özyurt, ilk kitabı olan “Anılarımın, Duygularımın Adını Sen Koy” isimli kitabını gazetemiz muhabirine anlattı…
ALİ ZAN
Küçük yaşlarda günlük tutarak başladığı yazı yazma hobisini, ilerleyen zamanlarda kitap haline getiren Fatma Özyurt, yaşamının bir yansımasını okuyucuları ile paylaştı.
Yazar Özyurt kitabının oluşum sürecini ve sonrasını gazetemiz muhabirine anlattı.
1949 doğumlu olan Özyurt, küçük yaşlarda günlük tutarak yazmaya başladığını, ancak bunu kitap haline dönüştürmeyi hiçbir zaman düşünmediğini belirtti.
Özgeçmişini anlatan Özyurt, “Hatay’ın Antakya İlçesinde 28 Nisan 1949 senesinde dünyaya geldim. İlk ve ortaokulu Antakya’da okudum, liseyi de kız meslek lisesinde tamamladım. Ardından eğitimime ara verdim ve 1991 senesinde T.C Gazi Üniversitesi, Mesleki Eğitim Fakültesinde tamamladım. 23 sene Milli Eğitime bağlı ana sınıfı öğretmenliği yaptım. Emekli olunca da Ya-Pa Çocuk Kulübünde gelişim uzmanlığı görevinde bulundum. Daha sonra 15 sene kreş işletmeciliği yaptım. Son olarak ise amatör olarak küçük yaşlarda karaladığım anılarımı ve hayatımı bir araya getirerek bir kitaba dönüştürdüm. Bu konuda kendimi geliştirmek için yazarlık atölyesine gittim. Ayrıca Edebiyatçılar Derneği üyelerinin arasına girdim” dedi.
KÜÇÜK YAŞTA KENDİME BİR ALFEBE OLUŞTURDUM
Yazı yazmaya nasıl başladığını anlatan Özyurt, “Babasız büyümenin zorlukları ile büyüdüm. İçimde hep bir baba hasreti vardı. O dönemlerde de bu anılarımı yazma kararı aldım ve hep yazmaya başladım. Daha sonra aile hayatımı birileri okumasın ve görmesin diye kendime şekillerden oluşan bir alfabe oluşturdum. O şekilde yazmaya devam ettim. Ardından eşimle tanıştım ve eşyalarımı toplarken kitabı ne yapsam diye düşündüm. Eşime göstersem yanlış anlar diye kitabı yırttım ve attım. O benim en büyük pişmanlığımdı. Evlendikten sonra uzun bir süre yazmadım ve ara verdim ama eşimin karaciğer kanserine yakalanması ile zor günler beni yazmaya yeniden teşvik etti” dedi.
BEKLENMEDİK BİR OLAY HAYATINIZI DEĞİŞTİREBİLİR
Özyurt, “Eşimin hastalığı sürecinde çok zor zamanlar geçirdim. Duygusal da bir insanım ama eşime de bunu belli etmemek için hep içime attım. Bir gün gelinim bana okumam için bir kitap verdi ve o kitap beni çok etkiledi. Kitabında serileri varmış gelinim kitabı bitirdikçe bana serisini aldı ben onları okudum ve çok etkilendim. Daha sonra oğlum beni bir filme aldı ve kitap ile film birbirini tamamlayıcı nitelikteydi. Bazen beklenmedik olaylar hayatınızı değiştirebilir. Eşimin rahatsızlığı ve üzerine okuduğum kitap benim hayatımı değiştirdi. İçimi ve sıkıntılarımı akıtmak için yazmaya başladım tekrardan. Ardından yazdım yazıyı topluca çocuklarıma okuttu. En büyük destekçimde onlardı zaten. Ağlayarak sayfaları bitirdiler ve yazmam için bana çok ısrar ettiler. Aslında yazmak beni için zor bir şey değildi küçüklüğümden aşina olduğum şeyler. Çok okudum kelime hazinemi geliştirdim. Söz uçar yazı kalır anlayışı ile hayatımın konu olduğu bir kitap yazdım ve çocuklarıma, torunlarıma anı olarak bıraktım. Bende öldüğümde arkamda bir iz bırakmak istedim” ifadelerini kullandı.
KALEMLER SUSMAMALI
Sözlerine devam eden Özyurt, “Acılar kaleme yansıyor ve bu yüzden kalemler susmamalı. Yıllarca yüreğimden geçen acıları samimiyetle okuyucularıma aktardım. Çok güzel dönüşler aldım. İyi ki yazmışım dedim. Aslında başlarken kitap çıkarmak aklımda yoktu. Daha sonra buna karar verdiğimde neden sadece acıları yazıyorum. Hayatımda mutlu anları da var diyerek dostluğu, sevinci, ayrılığı ve bütün samimi duygularımı kaleme aldım” şeklinde konuştu.
SANATIN TERAPİ ETKİSİ VAR VE BEN SANATA SIĞINDIM
Son olarak hayallerini gerçekleştirdiğini aktaran Özyurt, “İçimdeki acıyı akıtırım diye düşünüp amatörce yazmaya başladım ve asla pişman değilim. Zor süreçleri hep yazarak ve resim yaparak atlattım. Kara kalem, rölyef ve mozaik çalışası da yapıyorum. Sanatın iyileştirici gücü var ve ben sanatta şifamı buldum. Bu yolda bana destek olan önce evlatlarıma ardından Nebih Nafile ve Adil Çetin Hocama çok teşekkür ederim. Ayrıca kitabımı okumak isteyen arkadaşlarım Primemall alışveriş merkezinden kitabıma ulaşabilirler” diyerek konuşmasını tamamladı.