TOLGA KORKMAZ
Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezinde Usta öğretici olan Nejla Heybeli, 10 yıl önce kursiyer olarak başladığı sepet örücülüğü ve doğal, Suni Rattan bölümünde ki bilgi ve becerisini kursiyerlerine aktarıyor.
Antakya El Sanatları Müzesinde usta öğretici olan Nejla Heybeli, 10 sene önce sepet örücülüğü ve doğal, Suni Rattan Örgü yapımına başlama serüvenini gazetemiz muhabirine anlattı.
Heybeli, “10 sene önce çocuklarım İzmir’de okumaya gitti. Bende onlarla iki yıl kadar kaldım. O sürede evde sıkıldım ve kendimi kurslara atmaya başladım. Önce ahşap boyama ile başladım ardından örgü sanatını keşfettim. Bana terapi gibi geldi. Kursu tamamladım ve kendimi daha da bu yolda geliştirmeye çalıştım. Özel eğitimler aldım, köylere gittim, araştırmalar yaptım ve bir şekilde kendimi geliştirdi. Yıllar, aylar ve saatlerce çalıştım. Deneme yanılma yöntemiyle kendimi geliştirmeye çalıştım. Olmadığı zaman hiç pes etmedim. Eksik yönlerimi tamamlamaya özen gösterdim. Bir yıl önce de bu bölüm için usta öğretici belgelerimi alarak, modülleri tamamladık. Şimdi kursiyerlerime öğrendiklerimi severek aktarmaya çalışılıyorum. Elbette bu süreçte bana destek olan Antakya Belediyesi ve Antakya Nedime Keser Halk Eğitim Merkezi Müdürü Sabri Tazearslan’a çok teşekkür etmek istiyorum” dedi.
Yaptığı sanatın büyük sabır ve emek istediğini belirten Heybeli, yaptığı işten dolayı büyük zevk aldığını da vurguladı. Çoğu zaman kendi kaptırarak sabahlara kadar çalıştığını aktardı.
Yaptığı sanatın kendisine terapi gibi geldiğini bildiren Heybeli, bütün kadınlara bir sanatla uğraşmaları için çağrıda bulundu.
Heybeli, yaptığı sanatı çok sevdiğini de aktardı.
Kursa büyük bir ilginin olduğunu söyleyen Heybeli, şu anda çok fazla kayıt yoğunluğunun olduğunu sözlerine ekledi.
PAZAR ALANI ÇOK DAR
Heybeli, “Antakya Belediyesinin ve Halk Eğitim Merkezinin inanılmaz desteği oluyor ancak onlarda bir yere kadar yetişiyor. Örneğin Antakya belediyesi yapılan ürünlerin pazarlanması konusunda bize bir yer verdi, ancak sorun şu ki Antakya’da el emeğine çok değer verilmiyor. Marka olan ürünlere yüksek ücretler ödemek bize vermekten cazip geliyor. Bu köylüden sebze meyve almak yerine, süper marketten almak gibi bir durum. Pazar alanı Antakya ile sınırlı kalınca yeterli olmuyor. Mümkün oldukça fuarlarda yer almaya çalışıyoruz. Şehir dışında, tatil beldelerinde pazar alanları çok daha büyük. Örneğin burada üretim alanı oluşturulup kadınların ürünleri şehir dışına gönderilebilir. Kursiyerler kendi ürünlerini çevrelerine satmaya çalışıyorlar. Kadınlar için güzel bir istihdam ama üretim alanı geniş olsa onlar için daha güzel olur” dedi.
KAĞITTAN AĞAÇ ELDE ETTİK
Aldıkları rattanların yüksek maliyetleri olması nedeniyle kâğıttan yenide ağaç dalları yaptıklarını aktaran Heybeli, “Rattan fiyatları korkunç maliyetli. Rattan dediğimiz şey, ağaçtan elde edilen bir tür çubuk. Bunun kilosu 400-500 lira civarında. Bizde bu nedenle atık olan kâğıt, gazete gibi kağıtları dönüştürerek ağaç dalı haline getirdik. Ağacın kâğıda dönüşme serüvenini değiştirerek, ağaca dönüşmesini sağaldık. Geri dönüşeme de katkı sunmuş olduk. Ayrıca sağlık açısından doğal ürünler çıkarmış oluyoruz. Ürünlerin kullanımı ise uzun yıllar olabiliyor” dediler.