İlk evliliğimi yirmili yaşlarda deneyimlemiştim. Bana aşık ve evliliğimiz boyunca bir kere bile beni üzmemiş, iyilik dolu biriyle birlikteydim. Bu yüzden neden boşandığıma dair herkese uzun uzun izah yapmak zorunda kaldım. Öyle ya bir kadının, evliliğini bitirmek istemesi için şiddet görüyor olması lazım. Dayak yiyorsak yada içki, kumar vb. bağımlılık müptelası, “belalı” biri çıkmışsa bahtımıza, belki o zaman boşanmakta haklı olabiliriz.
Oysa hayat bizim hayatımız ve bizi mutlu etmeyen ve geliştirmeyen evliliğimizi istediğimiz zaman bitirebilmeliyiz.
Milyonlarca insanın yaptığını yapıp evliliği bir statü olarak kullansaydım, peş peşe çocuk doğursaydım, koca şemsiyesi altına sığınıp, bakıma muhtaç bir vaziyette onun kazandığı parayla geçinseydim, hayatımın mutfak-salon-yatak odası üçgenine sıkışmasına izin verseydim… Bugünkü ben olamayabilirdim. Çoğu kadının aksine yüksek özgüvenli davrandım. Karar verdim. Bitirdim. Yoluma devam ettim. Bekarken-evliyken-tekrar bekarken… Erkek egemen bir dünyada kendime alan açmam hep zor oldu.
Her şeyi tek başıma hallederken en çok duyduğum; “nasıl, yapamazsın, olur mu canım, zor olmuyor mu, nasıl göze aldın, bu ne cesaret vb. hayret içerikli cümleler idi. Bugün ise danışanlarım dahil sıklıkla duyduklarım; “harikasın, muhteşemsin, iyi ki varsın, iyi ki seni tanımışım, kraliçe, sen bir mucizesin, sen gerçek misin, bana hayatımı geri verdin, sayende yüzüm gülüyor” vb. övgü dolu, yüceltici sözler. İlginç olan şey, hayranlık cümlelerinin bir kısmı geçmişte beni kınamış olanlar tarafından gelmekte.
Aerodinamik bilimine sorarsanız yabanarısı uçamaz. Neden? Kanatları kısa, buna karşılık ağırlığı fazla. Gelin görün ki arının bu yasadan haberi yok ve uçuyor. Biri bana yapamazsın dediğinde şunu söylerim; “Evet, ben bunu yapabilirim ve yapacağım.” Bugüne kadar en imkansız gibi görünenler dahil, zihnimde tuttuğum ne varsa hepsini deneyimledim.
Kendimi keşfetme yolculuğumda zihinsel, ruhsal ve bedensel anlamdaki bütün hastalıklarımı iyileştirdikten sonra bir yandan bu süreci anlatan Mucize-vi İyileşme Mümkün adlı kitabı yazma öte yandan güneşSENsin danışmanlık merkezi ve güneşSENsin Yayınları’nı kurma çalışmalarını birlikte başlattım. Alıştığım üzere, “yapma, etme, bir başına başaramazsın, delilik bu, altından kalkamazsın vb. söylem ve ikazlar yine devredeydi. Öyle ya, hayatınızda bir erkek yoksa ve siz onun maddi-manevi imtiyazlarına yaslanmıyorsanız, ailenizden yüklü bir parasal destek almamışsanız bu ne cüret, kadın başınıza nelere kalkışıyorsunuz böyle?
Bunlara karşılık her seferinde iç sesim bana YAPABİLİRSİN dedi, ben de yaptım. Sıfır sermayeyle, hem danışmanlık merkezini hem de yayınevini kurdum. İlk bir yıl içerisinde; yazarlık, yayıncılık, editörlük, yaşam koçluğu ve nefes teknikleri uzmanlığı… Her biri ayrı bir meslek olan beş işi profesyonel olarak birlikte sürdürdüm ve çok yoruldum. Buna rağmen daralmak yerine geniş bir alana açılarak, büyümeye devam ettim. O gün bugündür iç sesimi dinlerim. Bilirim ki, o bana doğru yolu gösterir.
Kadın başıma çıktığım bu yoldaki başarı hikayemin başta danışanlarım gelmek üzere çoğunuza ilham verdiğini görmek beni daha da motive ediyor…
(yazının devamı FARKINDA OL kitabında)