Bir iş yerinde başarı biraz da oradaki ortama bağlıdır. Uyumlu, barışık insanların bulunduğu yerde başarı daha kolay elde ediliyor. Ekibin birbirini sevmesi, işini ve iş yerini sevmesi motivasyonunu yüksek tutuyor. İşine dört elle sarılmasına katkı sunuyor. İşyerinde huzur, hakkaniyet ve iyi ilişki varsa işe severek gidilir. Elbette böyle bir ortamın oluşturulmasında yöneticilerin büyük katkısı vardır.
İşinizi seviyorsanız, yaptığınız işten zevk alıyorsanız her türlü zorluğa göğüs gerersiniz. Bütün olumsuzluklar sizi yıldıramaz. Başarıyı muhakkak elde edersiniz. Ama sevmiyorsanız orada başarıdan bahsetmek mümkün olmaz. Huzur da olmaz. Çalıştığınız iş yerinde huzur varsa orası sizin için cennettir. Yok eğer çalıştığınız yerde huzur yoksa orası sizin için cehennemdir. Cehennemden kaçış, cennete rağbet olur.
“Çalıştığınız işte mutlu olabilmenizin tek yolu o işi severek yapıyor olmanızdır.
Yaptığınız işi kaliteli hale getiren sizin ona kattığınız değerdir. Kendimizi ifade edecek bir dilimiz, anlatılanları işitecek kulaklarımız, algılayacak ve soruna çözüm sunacak beynimiz, harekete geçmemizi sağlayacak ellerimiz ve ayaklarımız varken neden hala oturuyoruz; bunu gerçekten düşünmeliyiz. Harekete geçmek için ihtiyacımız olan her şeye sahibiz ve ne yazık ki bunu kullanmıyoruz.
Nerede çalışırsak çalışalım, içimizdeki hizmet sunma, faydalı olma duygusunu kaybetmediğimiz sürece, yaptıklarımız mutlaka bir yerde bizi tekrar dönüp bulacaktır.
Sevgi kazanılması en güç şeydir. Çok para kazanabilir, her şeye sahip olabiliriz ama yapabileceğimiz en zor şey yürekleriyle yanımızda olabilecek insanları kazanabilmektir.” (Sağlık çalışanlarının anılarının anlatıldığı “Işığa Düşen Kar” adlı kitaptan bir bölüm)
Konfüçyus’ün şu sözü çok önemli: “Eğer sevdiğin işi yaparsan, hayatın boyunca bir kez bile çalışmış olmazsın.”
Severek yapılan bir iş, en çok sevdiğiniz bir oyunu oynamak gibidir.
“İş birinin yapmaya mecbur olduğu, oyun ise mecbur olmadığı bir eylemdir.” Yaptığınız işi oyun haline getirirseniz yaratıcılık motivasyonu artar ve işi severek yapar hale gelirsiniz.
Masterchef Jiro Ono, hayatta mutluluk ve başarının sırrını “Mesleğinizi seçtikten sonra kendinizi işinize vermek; işinize âşık olmak ve hayatınızı becerinizde ustalaşmaya adamak.” olarak tarif ediyor.
İşini severek yapan başarıyı da muhakkak yakalar.
Başarılı insanlar incelendiğinde görülecektir ki işlerini tutkuyla ve severek yapıyorlar.
Bir işte beceri sevgiyi de beraberinde getiriyor.
İşi severek yapmanın bazı avantajları vardır. Bunlar:
– Yüzünüzdeki büyük tebessüm işini sevmeyenlere ilham olur.
– İşinizi hafta sonları bile özleyeceğiniz için, Pazartesi sendromu yaşamazsınız.
– Geçirdiğiniz her günün değerini çok iyi bilirsiniz.
– İş hayatınızda stres olmaz.
– Yükleneceğiniz hiçbir sorumluluk sizi korkutmaz; daha çok sorumluluk, daha çok mutluluk demektir.
– Başarı için ‘hırs’a ihtiyacınız yoktur; eğer işinizi severek yapıyorsanız başarıyı elde etmeniz zaten kaçınılmazdır.
“Evet belki hayalimiz iyi bir yazar olmak iken, bir sağlık görevlisi olmuş olabiliriz ancak bu durum o dalda başarılı olmamıza engel değil. Gerçekler çoğu zaman hayallerle örtüşmüyor maalesef. Bu durumda hayatımızın çekilir olmasını istiyorsak yaptığımız işi sevmek, zevk almak durumundayız.
Öte yandan yaptığımız işi benimsemek, kabullenmek ve başarılı olmaya kilitlenmek; layıkıyla görevimizi yapmak kazandığımız parayı hak etmemizi; dolayısıyla başımızı yastığa rahat koymamızı sağlar.”
“Ne yaparsanız yapın onun sanatçısı olun, sokak süpürgecisi de olsanız, onun Picasso’su olun.” (Martin Luther King)
İşinizde başarı için sevginin önemini şu söz ne kadar güzel anlatıyor:
“Sadece para için çalışırsanız, hiçbir zaman başarılı olamazsınız ancak yaptığınız işi severseniz ve müşteriyi birinci planda tutarsanız başarı sizin olur.”