Yaşam çemberi içerisinde herkes kendince bir iş yapıyor. Kimisi onaylıyor, kimisi eleştiriyor. Aslında herkes haklı. Her zaman yüzünden gülücükler eksik olmayan örnek insan, öğretmenim Yusuf Beyhan’ın ortamlarını paylaşanlar mutlaka biliyorlardır. Ortamında bulunduğunuzda mutlaka, ama mutlaka güleceksiniz. Hem de düşünerek. Büyük üstat Aziz Nesin’in öykülerinde nasıl düşünerek gülüyorsak, değerli hocam, koro şefim ve her zaman en yakın dost olarak kanat açan mümtaz insan Yusuf Beyhan’ın ağzından hayat deneyimleri ve fıkraları dinlerken düşünerek güleceksiniz.
Diplomama son noktayı koyan öğretmenim Yusuf Beyhan’dan dinlediğim bir fıkrayı ölüm yıldönümü anısına sizlerle paylaşmak istiyorum;
Kasabadan bir eşek satın alan hoca ile torunu, eşeğin üzerine binmişler köyden köye geçerek kendi köylerine varacaklardır.
Birinci köyden geçerken köylüler:
— İnsaf yahu iki kişi birden eşeğin üzerine binilir mi, yazık hayvana demişler.
Hoca:
— Oğlum ben ineyim, sen bin demiş.
İkinci köyden geçerken köylüler:
— Utanmaz çocuğa bakın, koskoca adam yürüyor, kendisi binmiş demişler.
Hoca:
— Oğlum sen in, ben bineyim demiş.
Üçüncü köyden geçerken köylüler:
— Utanmaz adama bakın, küçücük çocuk yürüyor, kendisi binmiş demişler.
Hoca:
— Oğlum ikimizde binmeyelim demiş.
Dördüncü köyden geçerken köylüler:
— Aptallara bakın, eşek almışlar yayan gidiyorlar demişler.
Hoca:
— Oğlum biz eşeği sırtımıza vuralım demiş.
Beşinci köyden geçerken köylüler:
— Allah’ın enayileri, eşek onları taşıması gerekirken, onlar eşeği taşıyorlar, demişler.
Evet değerli okurlarım, görüyorsunuz ki herkes kendi çapında haklı. Öyle değil mi?
BİR İŞİ NASIL YAPARSAN YAP, HAKLI VEYA HAKSIZ OLARAK HERKES BİRŞEY SÖYLER…