Yapılan son beyin araştırmalarına göre bizler sadece genlerden ve davranışsal eğilimlerden ibaret değiliz. Çocuklarımızın gizemli ve kendilerine has doğaları vardır. Çocuklarımız saygı göstermemiz gereken içsel bir doğayla dünyaya gelirler.
Bir çocuğun sadece beyin kimyasına odaklanırsak, onları kendileri yapan ve onları etkileyen yaşamları, aileleri ve çevreleri daha geniş çerçeveyi gözden kaçırmış oluruz. Sadece eğilimlerini, sendromlarını ve ona yapıştırılan etiketleri görüyorsak, onun derinlerinde yatan içsel amacını, dünyadaki biyolojik varoluş amacını göremeyiz. Ne gördüğümüz dikkatimizi neye yönelttiğimiz,özde kim olduğumuzla ilgilidir. Çocuklarımız içinse bu onların nasıl insanlar haline gelecekleriyle ilgilidir.
SADELEŞTİRMEK NİÇİN GEREKLİDİR?
Çünkü çocuklarımızın hayatlarını sadeleştirdiğimizde, onların odaklanmalarını engelleyen, sukunet ve güvenlik duygularını eksilten streslerin çok fazla ve çok hızlı olan şeylerin yarattığı streslerin bir kısmını ortadan kaldırabiliriz. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki çok bilginin olduğu, hızın dikkatimizi dağıttığı bir yerdeyiz.
Bu stresler çocuğu çocuk olmaktan uzaklaştırıyor. Oysa çocukluk benlik bilincinin oluştuğu ve geliştiği bir dönemdir.
Biz anne babalar olarak kendimizi, dikkatimizi çeken ve huzur bulduğumuz şeylerle de tanımlarız. Günlük hayatımız sürekli öncelikleri belirlemekle geçerken bunlara gereken değeri vermeyebiliriz. Hayatlarımızdaki karmaşayı azaltırsak, altında ezildiğimiz ve boğulduğumuz şeylere değil, gerçekten değer verdiğimiz şeylere odaklanabiliriz. Sadeleştirerek günlük hayatlarımıza ilham katabiliriz.
Ailelerimizin ihtiyaçlarına dünyanın taleplerinden daha fazla öncelik verebiliriz. Çocuklarımızla ilgili umutlarımızın korkularımıza ağır basmasına izin verebiliriz. Hayatlarımızı, ailemizle ilgili hayallerimiz ve çocukluk döneminin nasıl olması gerektiğini aynı zamanda ne olabileceğiyle ilgili umutlarımız doğrultusunda yönlendirebiliriz.
Diğer yandan sadeleştirmek sadece bir şeylerden kurtulmak değildir. Aynı zamanda hayatınızda, amaçlarınızda ve kalbinizde yer açmakla ilgilidir. Fiziksel ve zihinsel karmaşa azalınca, dikkatiniz artar.
Sadeleştirmek, çocuğumuza daha fazla huzur ve esneklik sağlar. Dikkatini dağıtan şeyler azalınca dikkatini verme becerisi gelişir, daha fazla odaklanabilir ve dünyayı kendi yazgısının gerektirdiği biçimde keşfedebilmesi için daha fazla zihinsel ve fiziksel serbestliğe kavuşur.
Hayatınızdaki zihinsel karmaşa azalınca anne baba olarak sizin de dikkatiniz artacaktır. Ve çocuğunuzla ilgili bilinciniz genişleyecektir. Çocuğunuz konusunda geliştikçe ve derinleştikçe ona olan sevginiz de derinleşir.
Gerçek ve kalıcı değişimin en iyi yolu hayal gücüdür. Hayal olmazsa hiçbir şey olmaz. Umutlarınızı kafanızda canlandırdığınızda bir yol çizebilirsiniz. İçine adım atabileceğiniz bir resmi canlandırmalısınız.
Evinizi şöyle hayal edin. Zamanın daha yavaş aktığı, daha az kalabalık ve görsel anlamda daha rahatlatıcı, çocukluğun yaşanmasına izin veren mekanı ve zamanı sağlayan, birbirinize her gün zaman ayırabildiğiniz, oyuna ve keşfetmeye izin veren ve bunları onurlandıran, çok fazla, çok hızlı ve çok acil şeylere hayır demeye başlayınca daha fazla huzur bulduğunuz, huzur ve güven duygusunun hissedildiği, gösterdiğiniz özen, koruyuculuk ve takdir sayesinde sevdiklerinizin çok iyi bildiği bir yer olarak hayal edin.