Elektrik yetersizliği mi?
Su mu?
Yıkım firmalarıyla mı?
Toz, moloz, asbestle mi?
Haşere?
Eğitim?
Sağlık?
4 katına çıkan fiyatlar?
Suriyeli?
Hangisi Allah aşkına hangisi?
Ruhsal çöküntümüzle mi?
Hangi dertle mücadele edelim?
Kenti terk edip gidenlerin neden olduğu boşlukla mı?
Demografik yapının dağılmasıyla mı?
Yoksa çöp, atık, bitik çevreyle mi?
Biri bir şey söylesin hangisiyle uğraşalım?
*
En basit inşaat işini yaptıracaksanız bile 10 bin liradan başlıyor.
Deprem öncesi 100 lira olan şey bugün 1000 lira olmuş.
Küçük poşetle evinize dönseniz 500 lira.
Kira 15 bin lira.
Tam bir başıboşluk, disiplin sıfır.
Kanun, genelge, yönetmenlik falan filan…
Ve bunların hepsiyle diğer şehirlerde yer alan insanlar gibi emekliysen 7500 lira, asgari ücretliysen 11 bin lira ile mücadele etmek zorundasın!
Onlarla eşit tutuluyorsun yani!
İyi de eşit şartlarda değiliz ki…
Biz sadece nefes alabiliyoruz onun dışında ki her şeyimiz eksik!
Bu ülkeye onlarca yıldır ilk 8’de vergi ödeyen bir ilin insanları olarak istiyoruz; yüzünüzü Hatay’a çevirin!
He unutmadan ve büyütmeden Kış gelemeden önce yaşanan doğa olayının nasıl felakete dönüştüğünü galiba bir kez daha gözler önüne sermeye yetti!
Millettin uzayda incelemelerde bulunduğu bu devirde siz halen ‘kıskanılıyoruz’ palavrasıyla zaman geçiriyorsunuz!