“Asrın felaketi” olarak nitelenen depremlerden etkilenen Hatay’daki esnaf, kentin yaralarını daha hızlı sarabilmesi için Uzun Çarşı, Meydan Çarşısı, Kurşunlu Han gibi kendilerine de ev sahipliği yapan tarihi mekanların onarılmasını istiyor
AA
Kahramanmaraş merkezli olarak 6 Şubat’ta meydana gelen depremler Hatay’ın Uzun Çarşı, Meydan Çarşısı, Kurşunlu Han gibi tarihi mekanlarının zarar görmesine yol açtı.
Şehirdeki ticari hayatın kalbini oluşturan, yüzlerce işletme bulunan han ve çarşılar, depremlerde ağır hasar aldı. Hatay’ın geleneksel lezzetlerine de ev sahipliği yapan çarşılardaki enkazları ve moloz yığınlarını, baharatçılardan yayılan kokular sardı.
Oluşan yıkıntılar nedeniyle birçok iş yerine girilemezken, iş yerine girebilen bazı esnaf da yeni bir başlangıç yapabilmek için içerideki ürünlerini dışarıya çıkarmaya çalışıyor. Çarşılardaki bazı iş yerlerinin sahipleri de iş yerlerinde yapılacak mal ve zarar tespiti çalışmalarını bekliyor.
Müşteriler ve esnafın yanı sıra çarşının değişmez müdavimleri olan kediler ise kendileri için bırakılan mamaları yiyip, ıssız çarşı koridorları ve enkazlar arasında dolaşıyor.
“Kendimiz yiyecekmiş gibi yapıp ticaretini düşündük”
Çınaraltı Künefe Yusuf Usta’nın işletmecisi Yunus Uzunparmak, AA muhabirine, Uzun Çarşı’nın depremden önce insanların alışveriş yapmasa da kokusunu almak için, çocuğuyla oturup simit yediği bir yer olduğunu söyledi.
Çarşıdan alınan kimyon, karabiber, tuzla akşam evlerde yemeklerin yapıldığını anlatan Uzunparmak, çarşının şehir sakinlerinin uğrak duraklarından biri olduğunu ifade etti.
Uzunparmak, kendileri için yaptıkları künefeyi 2001 yılından sonra bir işe dönüştürdüklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
“Kendimiz yiyecekmiş gibi yapıp ticaretini düşündük. Kendi damak tadımızın biraz daha değişiğini yaptık; mesela şerbetini azalttık, künefe peynirini fazlalaştırdık. Herkes yadırgadı, ‘biz il dışında bu kadar peynir yemiyoruz, peynir tatlısı bu’ dedi. Sonra künefemizi tescilledik. Kendimize pikniklerimizde yaptığımız gibi künefeyi köz ateşinde yaptık, bunu dükkanımıza taşıdık. Bugünlere geldik, bugüne kadar gelen giden tüm misafirlerimize teşekkür ediyoruz. İnşallah başka mekan ve şartlarda onların hizmetinde olacağız.”
Çarşıda ayrıca baharatçı, kuyumcu gibi daha birçok sektörün faaliyet gösterdiğini belirten Uzunparmak, esnafın ürünlerini ya bir depoya kaldıracağını ya da il dışına götürüp satacağını kaydetti.
“Moloz yığınları arasına girdikçe yaramız daha fazla kanıyor”
“Pazar günü işim, evim, param vardı. Pazartesi sabahı evsiz, işsiz, parasız kaldım.” ifadeleriyle depremin hayatında yarattığı tahribatı vurgulayan Uzunparmak, deprem sonrasında kendileri canlarıyla uğraşırken çarşıya yönelik yağmalama girişimlerinin ise insanlığından utanmasına yol açtığını söyledi.
Uzunparmak, deprem sonrasında yaraların sarılması için atılacak adımları beklediklerini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Devletimiz hızlı bir koordinasyon yapıp evimizi, işimizi bize geri vermezse, yapacağımız tek şey eşimizi, çocuğumuzu bırakıp iaşemiz, geleceğimiz için başka memleketlerde hizmet vermeye devam etmek olacak. Hatay kendi yaralarını saracak ama bunu zamanla göreceğiz. Bu zamanın çok uzamaması için devletimiz bize destek vermesi lazım. Her yer yıkık halde. Hatay bir moloz yığını olmuş. Tarihi ise gönüllerimizde hala duruyor ama bu moloz yığınlarıyla değil. Bu moloz yığınları arasına girdikçe yaramız daha fazla kanıyor, gelmemeye çalışıyorum.”
Yunus Uzunparmak, deprem sonrasında yakındaki köyde bulunan kayınvalidesinin evini kendilerine açtığını ve orada çadırda yaşadıklarını belirtti.
“Evimiz, iş yerlerimiz, hayatımız burada”
Çarşıdaki en eski baharatçı olan babası yaklaşık 60, kendisi ise 30 yıldır bu işi yapan Yahya Eraslan, üniversite eğitiminin ardından babasının yanında baharatçılığa başladığını söyledi.
Eraslan, şöyle konuştu:
“Buranın her türlü güzelliğini yaşadık, bereketini gördük. Bu saatten sonra başımıza deprem felaketi geldi. Burada kalmak istiyoruz ama bunun için buraları bir an önce iyileştirmelerini ya da bize yer göstermelerini bekliyoruz. Bunu sağlarlarsa burada kalmaya gönüllüyüz. Bu imkan olmazsa hepimiz gideceğiz. İnsanların yüzde 60’ı iş yerlerini boşaltıp gitti. Burada yaşam alanı kalmadı, evler, şehir boşaldı. Devletimiz bize bir an önce el uzatsın. Hatay en fazla etkilenen, yıkıma uğrayan illerden birisi. Çarşımız onarılırsa, biz de çalışırız, işimizi bizden sonraki kuşaklar devam ettirir. Devletimizin bunu en kısa zamanda yapacağına inanıyorum. Lütfen ama lütfen yapsınlar. Hatay’a biraz daha özen göstersinler.”
Yeni gedikleri iş yerlerinde hasarlar bulunduğunu ifade eden Eraslan, şunları kaydetti:
“Ürünlerimizi bir depoda tutup bekleyeceğiz, bu şekilde çalışma şansımız yok. Hatay’da hayat yok. Belli süre bekleyeceğiz. Durum neyi gösterirse ona göre hareket edeceğiz, biz de bilmiyoruz aslında. Koşturuyoruz, mücadele ediyoruz, buradayız, gitmedik. Gidenler oldu ama ben burada kalmaya devam edeceğim ta ki bir ışık görene kadar, o ışığı gördüğümüz anda binlerce insan gelecek, kimse mutlu değil. 1 hafta Mersin’de kaldım ama kalbim burada atıyor, evimiz, iş yerlerimiz, hayatımız burada.”
Eraslan, barınma sorununu ise hasarlı yazlıklarında kalarak çözdüklerini belirtti.
“Buraları bırakmayacağız, şimdilik bir tatil verdik kendimize”
Babasının yanında başladığı baharatçılığı çarşıda sürdüren Tevfik Kahraman da depremde birçok akrabalarını kaybettiklerini ve üzgün olduklarını söyledi.
Bir yanda yorgunluk, diğer tarafta sıkıntılar arasında kendilerini toparlamaya çalıştıklarını ifade eden Kahraman, şöyle konuştu:
“Hayat devam ediyor. Bizim Antakyamız çok güzeldi, cıvıl cıvıl, neşe doluydu, sıcak kanlıydı, buraya gelen güle güle gidiyordu, aklı burada kalıyordu. İnşallah o günler geri gelecek. Esnaf arkadaşlarımızla kendi aramızda istişare ettik, destek olduk. Önceden de böyleydik. Biz dededen beri buradayız, komşularımız da öyle eski baharatçılardan. Devletimizden, büyüklerimizden evler inşa edilirken bir yandan da çarşılarımızın acilen düzeltilmesini istiyoruz. Buraları biz bırakamayız, bırakmayacağız da. Şimdilik bir tatil verdik kendimize. Şehir dışındaki kardeşlerimiz bizi misafir ediyorlar. Biraz toparlanalım, kendimizi düzeltelim, komşularımızla, esnaf arkadaşlarımızla, Hataylımızla sırt sırta vererek çarşımızı kalkındıracağız.”
Kahraman, çarşı toparlanırsa insanlara özgüven geleceğini sözlerine ekledi.