Hatay’da bu yıl mevsim kurak geçiyor, beklenen yağışlar henüz istenilen seviyede değil. Kara kara düşünüyor çiftçi de, üretici de..
Yağmurun yağmaması sadece çiftçinin, üreticinin sorunu değil!
Hepimizin sorunu!
Havaların kurak olması hayra alâmet değil!
Susuzluk sinyali şimdiden alarm veriyor!!
Yaz’ın havaların sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde olacağını gösteriyor.
Kuraklığın başlıca sebepleri neler, biliyor musunuz?
Çevremizde ne kadar yeşil varsa katlettiğimiz için..
Yöremizde ne kadar ağaç varsa hepsini yaktığımız için..
Kendi elimizde doğanın dengesini bozduk, yaşadığımız alanlara zararlar verdik. Her yeri betona çevirdik.
Dedelerimiz, nenelerimiz, çok eski tarihe tanıklık etmiş büyüklerimiz; Antakya’yı, Hatay’ı tarif ettiğinde, “yeşilden başka bir şey göremezdiniz. Nereye kazma vursanız su fışkırırdı. Yeşili, suyu bol bir yerdi buralar” diye anlatırlardı!
Bize bırakılan mirası ne yazık ki koruyamadık!
Zeytin ağaçlarını kestik, yerine binalar yaptık!
Ormanları yaktık, villalar yaptık!
Kamulaştırma adına çevrede ne kadar yeşil varsa bertaraf ettik ve sonra da buna ‘Hizmet’ dedik..
Yaşadığımız alanlara sahip çıkamadığımız gibi korumasını da bilmedik!.
Şimdi de kalkmışız, “eyvah bu yıl kurak geçiyor” diye dert yanıyoruz..
Susuzluktan şikâyetçi oluyoruz!
Kendi elimizle yaptık kuraklığı da, susuzluğu da..
Özellikle ilimizde betonarme yapılaşma son dönemde hızla ilerliyor, daha vahimi ise yetkililerin onayı ile ilerliyor..
Bunun benzerini başka bir yerde göremezsiniz!
Kuraklık her şehirde olabilir ama bunun günlük yaşamımıza tesiri bu kadar olmamalı.
Hep söylerim Hatay şanssız bir il..
Neden ilerlemediği hep diğer illerin gerisinde kaldığı belli değil mi?
Her şey ortada değil mi?
Hatay her yer kurak, kimse bunu konuşmuyor!