Hatay ölürken…

Hoşgörünün kenti…
Kardeşliğin, birliğin, beraberliğin…
Medeniyetlerin beşiği…
Tarih, doğa…
‘Ne arasanız hepsini birden bünyesinde barındıran kent’ diye başlamayacağım yazıma…
Çünkü artık bunların an itibariyle hiçbir önemi kalmadı.
Kalmadı!
Kalmadı çünkü Hatay ölüyor!
Her gün 30 ile 50 arasında bir rakam aramızdan ayrılıyor. Rakam kelimesini özellikle kullandım. Kullandım çünkü birileri Hatay’da yaşanan ölümleri sanıyorum ki öyle görüyor…
Üzücü!
Hatay’ın yetim ve Hatay’ın öksüz bir kent olduğunu biliyordum ve her fırsatta söylüyordum zaten. Ancak bu denli terk edilmişlik hiçbir zaman aklıma gelmemişti.
Ne istedi Hatay?
Sadece 14 gün karantina!
Bunu Sadece Hatay’ın bir kısmı değil tamamı istedi. Kime sorsanız bunu istedi. Ancak Hatay’da yaşanan ölümlerin sadece bir rakam olduğunu kabul eden zihniyet bu kararı almadı. Bu saatten sonra alır mı onu da bilmiyorum. Kaldı ki alsa bile artık ne yazar?
Oysaki yaşanan ölümler rakam değildi. Yaşanan ölümler birilerinin annesi, birilerinin babası, birilerinin kız kardeşi, birilerinin ağabeyi idi…
Öyle görmediler, kim bilir öyle görmek istemediler.
Yazık ettiniz Hatay’a!
Hatay bilgi depolarını kaybetti.
Tarihe tanıklık eden insanını kaybetti Hatay.
Üstelik tarihe tanıklık ettikleri olayları yeni nesillere taşıyamadan gittiler!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir