Aile toplumun en küçük yapıtaşı ve temelleri izdivaçla başlıyor.Artık çekirdek aile siz ,eşiniz varsa çocuklarınız oluyor.Eskisi gibi anne ,babalar ,kardeşlerinizin o kadar hayatınıza müdahil olmaması bekleniyor. Ancak her zaman bunda başarılı olunuyor mu?
Pek değil açıkçası.
Aynı şekilde kıskançlık boyutunu,başka akrabalarla kıyaslamayı da ayarlayamıyoruz.
Bir süre sonra ilişkide sen çok değiştinler başlıyor,eskisi gibi hediye almıyorsunlar,hep annenle ilgileniyorsunlar ,hep kız kardeşinlesinler…
Oysa ne badireler atlattı bu çift ..
Nişan ,kına ,nikah ,çeyiz ,düğün ,misafir,balayı,ev,araba belki çocuk fikri,tayin ,doğum ….
Bunca şeyi beraber göğüslediğimiz kişiye bazen fazla mı yükleniyoruz acaba?
Belki de değişmedi ,yoruldu ..
Belki de çuvaldızı kendimize batırma zamanı geldi ama biz bunu göremedik..
Başka nelerde çatışıyor çiftler ?
Kendi ailesindeki cinsiyet rollerini bekliyor mesela ,ilişkinin başında sorun değil demesine rağmen.
İlk zamanlar ailelerinden ayrı yaşarız diyor sonra memleket istiyor mesela .
Başta giyime ,kuşama,arkadaşa ,gezme tozmalara karışmıyor sonra müdahale ediyor mesela .
İlk başta para muslukları açılıyor sonra iyice bir sıkılıyor misal.
Partnerlerden biri öfkeyi yönetemediğinde ya da küserek trip yaparak ifade ettiğinde bir şeyleri sorunlar daha da artıyor .O süreçte yapılan özür ,gidilen tatil ,alınan hediye sadece sorunları hasıraltı ediyor ..
Bunlar dışında eve iş getirmek de ilişkiyi zedeliyor.
Geçmiş defterleri açmak ayrı bir problem .Onları yaşadınız ve bir şekilde devam ettiniz yolunuza ,o konuları açmak sadece an’ınızı zehirler benden söylemesi.
Evlilik, ev gibi sürekli bakım ve onarım gerektirir. Garantili ve uzun süre dayanıklı olarak düşünülemez.
-Irvin YALOM
“Kimse bir başkasını değişmeye ikna edemez. Her birimiz sadece içeriden açılabilen bir değişim kapısını koruruz.”
– Virginia Satir