Güç eşittir KADIN!

İnsanlığın doğuşundan günümüze kadar olan süreçte yeryüzünde insanlığın devamını sağlayan ana unsurdur kadın.
Fakat her toplumda kadına beslenen algı farklıdır. Bu farklılıkla beraber bazı toplumlarda kadınlara ve kız çocuklarına ikinci sınıf muamelesi, şiddet ve ayrımcılık yapılır.
Çocuğa eğitim veren bir başka insanı eğiten de yine kadındır. Bu nedenle kadınlara doğuştan yüklenen güçlü olma zorunluluğu vardır.
Fakat Türk toplumuna bakacak olursak özellikle Cumhuriyet döneminde kadınlara verilen temel haklar ve kadına yönelik şiddetin önüne geçilecek çalışmalar vardır. Her ne kadar günümüzde bunları yitirmekte olsak ta bu ayrıcalıkları zamanında yaşamış olmak güzel bir duygudur.
Kadınlar kendilerine yüklenen bu çok fazla misyonla beraber hayatlarının ortasına bırakılan güçlü olma duygusu, her şeye yetişebilme zorunluluğu kadınları dört duvara hapsediyor.
Bunca olayda kadınları ‘Güçlü’ kılmak yerine kadınları ‘iyi’ anlamak ilk adım olmalı.
Eğer bir gün kadınları anlamaya başlarsak işte o zaman kadınları o “güçlü” adı altında hapsedildiği duvarların arasından çıkarabiliriz.
‘Kadın istedikten sonra her şeyi yapabilir’ cümlesi çok doğrudur ama buda kadına yapılan psikolojik bir şiddettir. Kadınları karşılaştığı zorluklar içinde zorla güçlü bırakmak zorunda bırakıyor bu sözcük.
Sürekli kadınlara yüklenen bu durum ile yükleniliyor ve biri bir farklılık gösterdiği nokta da ne yazık ki yanlış terimler kullanarak itham ediliyor.
Bir bakın beş parmağın beşi bir mi. Hayır değil….
Bu nedenle kadınlara sürekli bir misyon yüklemekten vazgeçin, bir kadın ağlayabilir, çok güçlü olabilir, sinirli olabilir, açık giyinebilir ama kendi duygu ve düşüncesine göre davranabilir.
Kadın kendi isteği doğrultusunda istediği her şeyi yapabilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir