Gezi Notları – DOĞU KARADENİZ GEZİSİ (8) – Rize

Hazırlayan: M. Adil ÇETİN

Araştırmacı-Yazar

İLESAM Hatay İl Temsilcisi

adilcetin1@gmail.com

Doğu Karadeniz gezimizin sekizinci ve son durağı Rize’deyiz.

Rize, Türkiye‘nin kuzeydoğusunda yer alan ve Karadeniz‘e sahili olan bir ildir. Karadeniz Bölgesi‘nde yer alan Rize’nin, batısında Trabzon, doğusunda Artvin, güneybatısında Bayburt, güneyinde Erzurum illeri bulunur. Türkiye‘nin en çok yağış alan ilidir.

Dik yamaçlı vadileri, dağları, zümrüt yeşili yaylaları, kemer köprüleri, kaleleri olan bir yerdir.

Rize, 1204’te Trabzon İmparatorluğu‘na bağlanmıştır. 1470’te Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir.

1640 yılında buraya gelen Evliya Çelebi, Rize’den şöyle söz etmiştir: “Trabzon’a bağlı deniz kıyısında bahçeli güzel bir yerdir”. Rize 19. yüzyılda önemli bir kaza merkezidir. Berlin Antlaşması ile (1878) Lazistan sancağının merkezi olan Batum Rusya‘ya bırakılınca Rize Trabzon Vilayetine bağlı sancağın merkezi olmuştur.

Şehrin merkez nüfusu 2020 yılına göre 148.735’dir. 12 ilçeye sahip şehrin 348.776 nüfusu bulunmaktadır. Rakım 6 m.

Rize ekonomisi çay sektörüne dayalıdır. 48 yaş çay işleme ve çay paketleme fabrikası ve 17.000 çalışanı ile sektöre yön veren kuruluş geçmişte olduğu gibi günümüzde de Çaykur‘dur. Paketlenmiş çayda Çaykur’un pazar payı %65, özel sektörün payı ise %35’tir.

Rize’de sahil kesiminde kemençe iç kesimlerde ise tulum oyunlara eşlik çalgısı olarak kullanılmaktadır.

Karadeniz’in karakteristik özelliklerini taşıyor olup dik yamaçlı vadileri, dağları, gölleri, yaylaları, köprüleri, kaleleri ve dereleri oldukça önemli bir turizm beldesidir.

*

Fırtına Deresi

Rize’nin ve hatta Karadeniz’in simgelerinden biri olan Fırtına Deresi, dillere destan, filmlere konu olmuş bir deredir. Doğu Karadeniz’in en geniş havzalı akarsularından biri olan Fırtına Deresi’nin uzunluğu yaklaşık 58 kilometredir. Fırtına Deresi havzası Rize’nin Ardeşen ve Çamlıhemşin ilçelerinin sınırları içerisinde yer almaktadır.

Fırtına Deresi üzerinde, görenleri kendine hayran bırakan birçok tarihi taş köprü bulunmaktadır. Doğu Karadeniz‘de yer alan akarsulardan birisi olup, Kaçkar Dağları‘nın Karadeniz‘e bakan yamaçlarındaki derelerin birleşmesi ile oluşmuştur. Çay bahçeleri içerisinden geçen, üzerindeki kemer köprülerle süslü Fırtına Deresi, raftinge elverişli parkurlara sahiptir.

*

Pokut Yaylası

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde yer alan Pokut Yaylası, el değmemiş doğası ve nefes kesen manzarası ile turizm açısından oldukça meşhur bir Karadeniz yaylasıdır.

Pokut Yaylası, muazzam Kaçkar manzarasını gören, 2020 rakımlık bir yükseklikte bulunuyor. Çamlıhemşin’den ortalama 20 km uzaklıkta bulunan Pokut Yaylası’na, bir tarafı uçurum olan engebeli ve bozuk yollarla ulaşılabildiği için, yolculuk hemen hemen 1,5-2 saat sürüyor.

*

Sal Yaylası

Çamlıhemşin’e bağlı olan Sal Yaylası, ilçe merkezinden 1,5-2 saatlik bir uzaklıkta yer alıyor. Potuk Yaylası ile komşu olan Sal Yaylası, 2070 metrelik yüksek bir alanda konumlanmıştır. Sal Yaylası tıpkı, Potuk gibi ulaşımı zor bir yayladır. Dar ve tehlikeli yollardan geçiyoruz.

Bu yaylaların zirvesinde çayırlıkta tulum eşliğinde horon teptik. Tabi acemi olduğumuz için horonu biraz da halayaca oynadık.

*

Ayder Yaylası ve Gelin Tülü Şelalesi

Rize denildiğinde akla ilk gelen yer olan Kaçkar dağları Milli Parkı Ayder Yaylası, önemli bir turizm merkezidir.

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinden 19 kilometre uzaklıkta yer alan Ayder Yaylası, deniz seviyesinden 1350 metrelik bir yüksekliğe sahiptir.

Rize’nin en meşhur şelalelerinden biri olan Gelin Tülü Şelalesi, tıpkı tül ve duvak gibi akan bembeyaz sularından dolayı bu isimle anılagelmiştir. Ayder Yaylası’nda Kaçkar Dağları’nın eteklerinde yer alan Gelin Tülü Şelalesi, muhteşem görüntüye sahip bir doğa harikasıdır. 1500 metrelik dik bir akışla, 1320 metre irtifada olan şelaledir.

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bulunan Ayder yaylası ve Gelin Tülü şelalesini görmek için otobüsle yola koyulduk. Bir yere kadar otobüsle, bir yerden sonra bizi bekleyen minibüslerle yola devam ediyoruz. Önce yolumuz üzerinde bulunan tarihi Koboş ve Şenyuva köprülerini gördük. Yola devam ederek Pokut yaylası ile Sal yaylasına ulaştık. 2000 metrenin üzerinde yükseklikten etrafa ve aşağıya baktığımızda her taraf doğanın harika güzellikleri ile bezenmiş vaziyette. Her taraf yemyeşil, çevre gayet temiz, doğa bozulmamış, korunmuş bir vaziyette. Yayla yolları genellikle dar ve kimi yer asfalt kimi yer ise toprak yol. Dağlar birbirine yakın ve çok dik. Evler az sayıda ve seyrek. Orman çok sık ve ormanın aralarındaki küçük boşluklar ise çay bahçeleri ile bezenmiş. Bu ara Zil Kale’yi de gördük. Zil Kale dağın tepesine yapılmış. Her tarafı görebilen, her taraftan da görülebilen bir konumda. Kaleye çıktık. İçini gezdik. Kaleden etrafı seyretmek insana huzur veriyor. Sonra Ayder yaylasına giderek hem oranın güzelliğini hem de Gelin Tülü şelalesini görme şansımız oldu. Ayder yaylasının etrafında çok sayıda ev yapılmış ve Ayder yaylasının doğallığı bozulmuş. Sadece doğallığı bozulmamış, yabancılar tarafından adeta işgal edilmiş. Arapça tabeladan geçilmiyor. Bir dükkâna girdim dükkân sahibi Lübnanlı olduğunu söyledi. Ayder yaylasından ayrılıp aşağıya doğru ilerlediğimizde Zipline yapılan yere geldik ve burada zipline yapıldı.

***

Karadeniz’de dağlar denize paralel uzanıyor. Ve denize çok yakın.

Yaylalara doğru gittikçe herkesin evinin bahçesi aynı zamanda mezarlık.

Çok küçük yerleşim yerlerine cami yaparak bazı kamu hizmetlerinin gelmesinin sağlandığı ifade ediliyor. Dolayısıyla çok sayıda cami göze çarpıyor.

Bu tür gezilerin turla yapılması faydalıdır. Zira çok yer geziliyor, özel araçla gidilemeyecek yerlere gidiliyor. Otobüsle bir yere kadar gidiliyor, bir yerden sonra minibüslerle yola devam ediliyor. Zaman zaman bir müddet de yürüyerek gidiliyor. Tur rehberleri gezi süresince gidilen, gezilen yerlerle ilgili bilgiler veriyor. Gezi turla yapıldığında neşeli oluyor. Sıkıcı olmuyor. Şarkılar, türküler, oyunlar ve fıkralar eşliğinde bir yolculuk yapılıyor.

Gezi çok iyi planlanmış, her şey önceden düşünülmüş, hiçbir aksaklık olmadı. Planlanan gezi seri halde devam etti.

29 Ağustos 2022 tarihinde başlayıp 4 Eylül 2022 tarihinde biten, altı gece beş gündüz devam eden ve yedi vilayet, bir de Gürcistan/Batum’dan oluşan gezimiz güzel, faydalı, doyurucu, renkli ama yorgun bir şekilde sona erdi. Böylece güzel ülkemizin bir bölgesini gezerek, görerek tanıma fırsatımız oldu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir