DİLEK AKKAYA
Asrın felaketinden sonra en ağır hasarı alan ilimizin Antakya ilçesinin birçok tarihi yerleşkesi depremle birlikte yerle bir olmuştu.
Deprem öncesi hayatın en yoğun yaşandığı Eski Antakya Evleri ne yazık ki artık koca bir boşluk oluştu ve çok sayıda noktası tanınmaz hale geldi.
Vatandaşlar Eski Antakya Evlerinin eski kalabalık ve hareketli günlerini özlediklerini söylerken, geriye sadece anıların ve fotoğrafların kaldıklarını aktardılar.
Eski Antakya Evleri adeta enkaz yığınına döndüğünü anlatan vatandaşlar “Eski Antakya sokakları eskiden cıvıl cıvıldı yani iğne atsak yere düşmezdi o derece bir kalabalık vardı. İçerisinde Türkü barlar, kafeler gibi birçok eğlence mekanları vardı. Orada esnaflık yapan herkesin dükkanları yıkıldı. Yaşayan insanlar da var tabi ki onlarında bazıları hayatını kaybetti bazıları kurtuldu. Yani acımızı anlatacak kelime yok artık biz Hataylılara ne desek eksik kalıyor çünkü hiçbir kelime yetmiyor artık acımızı tarif etmeye. Eski Antakya bizim gözbebeklerimizdendi çok severdi herkes burayı turist bile ağırlardık şimdi ağırlayacak bir yerimiz bile kalmadı. Çok merak ediyoruz acaba tekrardan eskisi gibi olacak mı buralar bizim artık pek umudumuz kalmadı ama yine de bir şekilde bekliyoruz. İnşallah gözbebeğimiz bir an toparlanır yeniden yapılır da eskisi gibi buralar ışıl, ışıl cıvıl, cıvıl olur” ifadelerini kullandılar.
Köklü tarihiyle günümüz hayatına pek çok değer kazandıran tarihi yerlerin başında gelen Antakya sokaklarına kavuşmanın umudu ile yaşayan yurttaşlar, “Ortak miras olarak kabul edilebilecek bu değerlerin başında da Antakya’nın son 200 yılına tanıklık etmiş tarihi evleri bulunuyor. Antakya’nın kendine özgü dar sokaklarını biçimlendiren ve bu sokaklara hayat veren tarihi evler, yüksek bir duvarın arkasına saklanmış avlusunda karşılıyor ziyaretçilerini. Antakya’nın tarihi ve kültürel zenginliğini anlamak için bu evlere yakından bakmak gerekir. Antakya’nın evleri son iki yüzyıl değil iki bin yıldır ünlüdür aslında. Şelaleleriyle ünlü Harbiye, Romalılar döneminde villa bölgesiydi. Şelalelerin çevresinde yapılmış olan villalardan günümüze sadece olağanüstü güzellikteki zemin ve duvar mozaikleri kalmış. Tarih boyunca güzel bir yerleşim alanı olarak Antakya, sanatın inceliğiyle yoğrulmuş yapılara mekân olmuş.
Antakya evleri birçok yönden zenginlik gösteriyor. Evlerin planları, yapımında kullanılan malzemeleri, mimari üslubu gibi birçok özellik Antakya evlerine kişilik kazandırıyor. Genellikle iki katlı olan bu evlerin, Antakya’nın dar sokaklarıyla çok az ilişkisi olacak şekilde yapıldığı görülür. Bu nedenle Antakya evlerinin dış kapı eşiğinden içeri girmediğiniz sürece sizin için orası bir sır olmaya devam edecektir. Konuksever Antakyalıların evlerine girdiğinizde ise iç bahçenin yer aldığı avludan başlayarak bir mimari ve estetik güzellikler bütünü ile karşılaştığınızı anlarsınız. Aslında Antakya sokaklarına kişilik kazandıran unsur bu tarihi evlerdir. O kadar iç içe, o kadar yakındırlar ki, bir de yüksek duvarlar örüldüğünde dar sokaklar efsanesi ortaya çıkıyor. Yola göre evler değil, evlere göre yol şekillenmiş burada. Dik açılarla birbirini kesen evler nedeniyle Antakya’nın dar sokaklarında ilerlemek adeta bir bulmaca çözmeye benzer çoğu zaman. Tarihi Antakya evleri yoğunlukla Eski Antakya olarak tanımlanan Asi Nehri ile Habib-i Neccar Dağı arasındaki bölgede, özellikle Kurtuluş Caddesi ve çevresinde görülüyor. Gazi Paşa Caddesi’nde Aleksi Kazancı evi, Oğuzlar Caddesi Müftü Çıkmazında Zeki Efendi evi, Terziler Sokak’ta Kuseyri Ailesi’nin evi, Kantara Mahallesi Müftü Çıkmazında Kuseyri Ailesi’ne ait evler, Kurtuluş Caddesi Döner Sokak’ta bulunan Saklı Ev bunlardan sadece birkaçı. Kurtuluş Caddesi üzerinde ve ona açılan ara sokaklarda yüzlerce tarihi ev döneminin özelliklerini koruyor. Tescili yapılarak koruma altına alınmış 350 civarında tarihi ev bulunuyor, ancak bir o kadar daha restore edilmeyi bekleyen ev var. Antakya evlerinin kapısı direkt sokağa açılmaz, çünkü ev yaşamı özeldir, kutsaldır. Evlerin dış kapıları Zokmak denilen çıkmaz bir sokaktan bazen de küçük dar bir geçitten geçilerek sokağa bağlanır. Giriş kapıları genellikle üstü basık bir kemerle göz hizasından biraz yukarıdan yükseltilmiştir. İçte ve dışta olmak üzere iki kapı vardır aslında. Muhkem bir kapı olan dış kapı içtekine göre daha kalın kesitlidir, madeni levhalarla kaplıdır ve iri başlı çivilerle de takviye edilmiştir. Kapı şakşağı denilen ve dökme demirden yapılmış, içinde bir küre tutan el şeklindeki kapı tokmakları, kapı bastırağı denen kapı sürgüleri ve iri anahtarlı kilitler dış kapının hemen dikkat çeken özellikleri arasında yer alıyor. Birçok tarihi yerimiz gibi Eski Antakya Sokakları da gitmişti. Eskiden buralarda iğne atsanız yere düşmezdi. Şimdi ise tanıyamıyoruz bile. Enkazların çoğu kalkış durumda her yer bomboş. Ne yaşadık biz böyle bilmiyoruz. Sadece burası değil koskoca bir şehir yok oldu. Eskiden buralar hep cıvıl cıvıldı Gündüzü ayrı güzel gecesi ayrı güzeldi. Mekanları, sokakları, tarihi lokantaları hepsinin ayrı bir güzelliği vardı. Sokakları ve evleri desen zaten buram buram tarih kokuyordu. Şimdi o eski halini düşününce bu halini görmek bizi çok üzüyor. Nasıl olacak böyle hiç biliyoruz umarım en kısa zamanda düzelir” dediler.