Ne kadar da birbirine benzer gibi görünen iki kavram ama birbirinden bir o kadar farklı şeyler öyle değil mi?
Bazen aynı olmayan bu kavramları birbirine karıştırıyoruz.
Gelin bakalım; Adalet ile eşitlik neymiş…
Adalet, adil olma durumudur. Yani Hakkın gözetilmesi ve hakkın yerine getirilmesidir. Hak ve hukuka uygunluktur.
Eşitlik, bu kavram geçmişten günümüze kadar ve hala insanların uğruna mücadele verdiği bir kavramdır. Sosyolojik anlamda eşitlik, bedensel ve ruhsal farklılıkları ne olursa olsun bireyler arasında sosyal ve siyasal haklar yönünden ayrımcılığa maruz kalmamaktır. Kısaca eşit olma durumu.
Örneğin üç kardeşin açlık durumları gözetmeden aç ve tok olana da aynı miktarda yemek verilmesi eşitliktir. Oysa kardeşlere ihtiyaçları doğrultusunda yemekler verilse bu adil olmaktır.
Herkesin oy kullanması, eğitim sisteminden eşit şekilde yararlanması ve yargı önünde eşit haklara sahip olması eşitlik kavramının temelidir. Elbette günümüzde eşitlik kavramı pek anlaşılmadığı için bazı istisnalar oluyor.
Eşitlik ve adalet asla bir değildir…
Bunu en güzel biçimde anlatan görsel ise üç farklı kişinin maç izlerken çıktıkları taburelerin boyudur.
Eşitlik söz konusu olacak ise maçı izlerken herkes aynı boyda tabureye çıkacak ve kimsenin fiziki koşulları göz önüne alınmayacak.
Fakat adalet söz konusu olacak ise işler değişir;
Tabureler kişinin boyuna fiziki koşullarına göre taburelerin boyu şekil alır.
Aynı adalet ve eşitlik aslında aynı şey değildir.
Evet kesiştikleri noktalar olabilir ama birbirinden farklı iki ayrı terimdir.
Birde şöyle bir durum söz konusu adalet olunca eşitlik söz konusu olabilir ama eşitlik olduğu yerde adalet sağlanamaz.
Kısaca eşitlik, sosyal veya ekonomik düzey göz önünde bulundurulmaksızın toplumdaki herkesin pastadan eşit dilim alabilmesidir.
Adalet ise sosyal ve ekonomik düzeyin göz önünde bulundurulmasıyla toplumdaki bireylerin, pastadan ihtiyaçları kadarını alması durumudur.
Demem o ki iki kavram birbirinden farklı ama birbirini tamamlayan bir bütündü.
